Sensiz Istanbul Sancılarım

Ayşe Gül Güneş
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sensiz Istanbul Sancılarım

Sensiz keyifsiz İstanbul,
Nasıl da oluyor bu şehre aşıkken sensiz keyif alamıyorum?
Dalgalı boğaz gözlerini
Işıltılı gece ruhunu anımsatıyor..
Gürültüsünden kaçmak için gittiğim koruluk bana açılan kolların gibi,
Sinema, tiyatro, konser sana açılan bir kütüphane sanki.
Seni daha iyi anlıyorum bu şehre bakınca... insanları daha iyi anlıyorum.
Güzel sözler söyleyip güneş gibi parlarken içime,
birden şimşekler yağdırıyorsun.
Sürekli yeniliyorsun kendini.
Fettan kadın gibidir ya İstanbul işte öyle işliyorsun içime,
vazgeçilmez oluyorsun.
İstiklal Caddesi’nin yakışıklı delikanlılarında değil,
sokak arasında yitirilmemiş yaşamlar süren çocukların,
patlamış topla oynarken gözlerinden çıkan ışıltıda buluyorum seni.
Bu yüzden belki de hep ara yollardan gitmem...
Denizi kokluyorum iyot kokusunu içime çekiyorum, koskoca boğaz sen olmuşçasına dolduruyorsun ciğerlerimi.
Döneceğimi bilmesem bu şehirden gidemem.
Hep karıştırmışımdır özlediğim İstanbul mu, insanları mı diye?
Ama mekanlar hep vardır, insanlar onları yaratır.
Sen girmeden hayatıma terk edecektim İstanbul’u,
ama bendeki İstanbul’u değiştirdin,
kendinden bir taş döşedin her sokağına, şimdi nasıl giderim...
Başkaydı bu şehir; acıydı her duvarı,
insanları karabasan, gece gündüz boğuyordu..
Meğer sen varmışsın çok önceden, meğer senmişsin bu kadar kıyametin içinde cennet bahçesini işleyen.
Ağaçlar bir başka çiçek açıyor baharları.
Ağaçlar baharları çiçek açar mıydı hiç dikkat etmemiştim sen yokken.
Yağmuru toprak kokuyormuş hiç koklamamıştım önceden,
Şimdi senin yağmurlarında ıslanıyorum tohum olurken..
Bu şehirden ayrılır ayrılmaz sen, başladı sancılarım
nerem yanıyordu, nerem sızlıyordu bilmiyorum..
Gittiğim gördüğüm yerler senin gözünden gördüklerim
Bildiğim hikayeler senin anlattıkların
Şimdi boş bir kutu sanki İstanbul.
Ben bu şehirde seninle yaşamayı sevmişim
İğdeleri koklar gibi seni koklamayı,
Gözlerine bakar gibi Pier Loti’den Haliç’e bakmayı
Koynunda yatar gibi bir söğüdün altında şekerleme yapmayı
Seni öper gibi çocuklarını öpmeyi...
Eminönü’ndeki Mehmet Efendinin kahve kokusu nasılda sarar insanı,
Kargaşanın, kalabalığın içinde cennet bahçesi gibi
Seni düşününce burnuma İstanbul’un en güzel kokuları geliyor.
İstanbul sen kokuyor...
Şimdi vapurda olsak da sen yaslasan başını omzuma
Denizi değil seni seyrederdim.
Çünkü senin gözlerinde daha güzel deniz...
Artık sancılarım çoğalıyor, dönüşüne gebeyim
İlk çocuğumun babası...
Gelişin ilk doğumum olacak, sonra niceleri...
Bakıyorum İstanbul’a, sen varsın her yerinde
Öyle caddelerde, barlarda değil
En kenar, en köşelerinde oyuncağı kırılmış çocuğun elinde
Dertli babanın yüzünde, çaresiz ananın gözlerinde
Bozuk taş yolların arasından çıkan eflatun çiçeksin sen
Ben o çiçeği görüyorum.
Seni seviyorum, İstanbul’u da en az senin kadar,
sen olmayınca daha fazla anlıyorum bendeki İstanbul'u
Deniz köpürüyor, sen kızıyorsun sanki
Yıldırım düşüyor içime.
Sonra bir yağmur, gizlice açan bir güneş
Sen gökkuşağı oluyorsun bende, dibinde altın küpler olan...
Şimdi İstanbul ve ben seni bekliyoruz
Sessizce yıldızlardan çok ışıkların aydınlattığı bu yerde
Senin ışığınla aydınlanmayı istiyorum.
Gelişini düşlüyorum
Seni seviyorum, İstanbul'u seviyorum...

Ayşe Gül Güneş
Kayıt Tarihi : 17.4.2006 14:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Atiş
    Mustafa Atiş

    Güzel bir şiir okudum. Yüreğinize sağlık. Yarışmada başarılar. Sevgiyle kalın

    Cevap Yaz
  • Tevfik Fikret Erdal
    Tevfik Fikret Erdal

    şiirinizi begenmedim ..şiir bu degil....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ayşe Gül Güneş