Sen miydin beni fethedip gönlüme giren
Sen miydin ruhumu çalan
Sen miydin gerçek, şimdi hayal olan
Sen miydin derdime dert katan…
Vakitli vakitsiz akşamlar beklediğim
Hep yerli yersiz yollarını gözlediğim
Sen miydin saçlarına tura olduğum
Ömrümden ömür kattığım vefasızım…
Bakışlarına kurban olmaktan çekinmediğim
Saçlarını boynuma dolayıp koklayıp sardığım
Gönül ırmağının akan suyuna kattığım…
Her damlasına aşkımın iksirini kattığım sen miydin?
Damarlarıma zerk ettiğin ağuyu içiren
Sonra da uzaklardan bakıp halime gülen
Sen miydin aşk fermanımı yazan
Yazıp da beni dermansız hallere koyan…
Sen miydin feleğe isyan ettiren
Beş vakit namazıma beni beynamaz eden
Gezdiğin sokaklardaki izini arattıran
Tozunun izine yüz sürdüren, sen miydin?
İsyanım var kadere desem benlik değil
Seni unuturum desem gönlüm razı değil
Ey hayat! Sana ne yaptım ki nedendir bu çalımın
Ben bu kadar kötü müyüm ki acıdır intikamın?
Senli yıllarımın gölgesini özlediğim,
Biriciğim, sevdamın her katresini yüklesem
Her katreye de küre-i arzı versem.
Taşıyamaz inan sevda yüklü bulutların
Aşkımdan taşkına dönen yağmur tanelerini.
Ve yangınımı söndüremez gözyaşın selleri.
Sen ki son buseyi kondurup da yanağıma
Yanağımdaki izin silinmesin diye yattım hep sağ yanıma
Ey şimdi hasretinden bigâne düştüğüm gülşenim,
Gülistanda güllere güzellik verdiğin güller öksüz şimdi.
Nezaketinin yağ ile bal olduğu gülistan sensiz şimdi.
Derdine derman bulamaz maşukun senden ayrı şimdi.
Kim gelir, kim gider, bilinmez bu hayattan sayamam şimdi.
Kendini aramaya çıkmış biçare, divaneyim şimdi
Kayıt Tarihi : 27.2.2015 19:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!