Varsın,
Yatağımdasın bir çift göz aydınlatıyor tavanı, sesin duvarlara siniyor.
Öpücükler ekiyorsun nadas tenime, soluğunla bütün kirimi yıkıyorsun.
Seninle temizim ben.
Uyumadan önce kulağıma kullanılmamış sözcükler bırakıyorsun.
Düğün evi rüyalara misafir gönderiyorsun.
Hiçbir şeyi her şeye dönüştüren sevgili.
Sıra dışıydın, çünkü sabırsızdın.
Ateşi bulan ellerin vardı, işte bu yüzden hiç soğumuyorduk.
Zamanın cami avlusuna bıraktığı yelkovan ve akrebi biz emziriyorduk.
Meğer tarif edilemeyen bir sonu varmış bütün güzel başlangıçların.
Şimdi bakıyorum, gün geliyor, sen gidiyorsun.
Yanımda görmüyorum ya seni, çıldırasıya sakinim artık.
Yokluyorsun
Zaman, yıllar önce dündü.
Aldatmanın kitabı yok satıyordu.
Fokur fokur kaynayan birlikteliğimiz taşıyordu.
İlişkimizin altını kısıp televizyonda “Sadakatsiz” filmini izliyordun.
O kadar gerçektin ki sana söylenen bütün yalanlar gerçekleşiyordu.
Usul usul kanıyordun, varlığın içimden sızıyordu.
Aklının bir köşesinde ihanetler yetiştiriyordun.
Ömrümün hasadını satıp ayrılıkta köşeyi dönmeye çalışıyordun.
Niyetini sevgisizliğinle gübreliyor, kavgalarınla büyütüyordun.
Sonra içinden bağırarak dedin ki; kendimden ayrılıyorum.
Bu cümleyi öyle bir bağırdın ki yürekten, kalbindeki boşluğumda yankılandı.
Sonra acımasız bir icra memuru oluverdin.
Öpücüklerini söktün tenimden, içimde derin bir boşluk açtı boş sözlerin.
Gözyaşlarım çiçeklendi, dudaklarım adını usulca ezdi.
Yoksun
En olmadık zamanlarında sıvazladığım sırtın artık bana dönük.
Susuyorsun, gürültüsüzlüğünden sağır oluyorum.
Şimdi kim beni çağırırsa çağırsın duymuyorum!
Kayıt Tarihi : 16.2.2013 14:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!