Hayâller…
Eşinin yeni bir “Sen” dünyaya getirişini, bol ödüllü bir at yarışının son yüz metresini izlermişcesine bir heyecânla takip eden bir yarışsevere döndürüyorsunuz sanki beni, doğumhanenin hemen önünde…
Elimde, filimlere ve romanlara malzeme olup artık kültleşen sigara…
Düşünceli bir hâlde dumanını çekişim ve çok az önceki hâlime uyarak aynı şekilde salışım…
Bitmek billmeyen ve aynı zamanda cevabı bilinmeyen sorularla kendimi sarışım…
Sen ki “Sarışınım” benim kumral yârim!
Ha sen, ha hayâllerim…
Aynı, sen ve sensizlik gibi…
İkisinde de sen varsın ya!
… ve ben, senin şuan ne yaptığını bilmez bir hâlde ağlıyorum ya!
Az daha sıksam dişimi, iyi gelecek kuraklığa…
Görünür de yağış da yok, nerdesin yağmur?
Son zamanlarda bardaktan boşalırcasına ağladığım için mi saklanışın?
Bu yüzden mi yârin İstanbul’dan kaçışın?
Nereye kadar? ..
Ulan! Biz ant içtik İstanbulla, “Sonuna kadar! ”
Fizan olsa durağınız,
Neye yarar?
Kayıt Tarihi : 25.1.2008 21:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
02.36 18.09.2007
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!