Senle ne konuşulur bilmiyorum

senle ne konuşulur bilmiyorum,
ama karşında öylece durmak istiyorum,
cennete kim düşer bilmiyorum,
düşmen için dua ediyorum,
düşmem için dua ediyorum.
düşer sen adımı an,
düşersem adını anacağımı bilmeni istiyorum.
senle ne konuşulur bilmiyorum
ama karşında öylece durmak istiyorum.
sen benden eminsin,
ben senden eminim.
ikimizi hazreti ALLAH'ımız bilir ne sen bana bakarsın,
ne ben sana bakarım,
ama yanmak başka,
ama anmak başka,
unutmak bambaşka olduktan sonra,
burada söz yetiyor da,
can yetemiyor bunca olağana.
bir bıçak sende bir bıçak bende.
neyse gözüm,gözüm neyse biz sözümüze geri dönelim.
anlayacağın bu ki cancağızım,
yüzümüzü ikimiz birbirimiz kestik,
birbirimize bakacak yüzümüz kalmadı hiç bırakmadık.
hani girersek bizde cennet denen yere,
bir çaydanlık çay mikdarınca,
buluşalım senle yar dediğimiz aşka (cc) varınca
burası dünya! burası renkler uyumu,
bir yerde takva diyor kutlu sultan (ASV)
ardından gelenler takva bile denği denğine dedikten sonra,
duamı hayrına çevirdim ya.
Sızım ona(cc) sözüm ona (cc) bundan sonra.
azı çoğu değil tam suskunluğum sana
bir ara seni senin beni sevdiğin gibi sevesim tutuyor,
acımdan gözümden yaş bile akmıyor.
ben bildiğimden şaşamıyorum gülistan.
renklerin uyumundan ziyade,
kalplerin ahengine tutulmuşluğumu bir türlü atlatamıyorum.
bana darılma;
bak söz ver hazreti ALLAH'ımıza hem sana hem bana.
buluşalım senle aşk_ı kevserin yanında,
meşkli tugbanın gölgesinde çimlerin üzerinde.
çay içmesekte olur,
bu dünyada gözlerinden içmişliğim var,
tokluğum bundan,yokluğun bundan,
bu dünyada tanışıksız tanıdıklığımız var unutma..
senle ne konuşulur bilmiyorum,
ama bildiğim bir şey var!
karşında öylece durmak istiyorum,
bir mahşer ertesi cennetin kapısında,
unutma!
bunu kalbine unutturma..
söz ver ilki hazreti ALLAH'ımıza sonra sana..