Orman kuytuluğunda ıssızlığım.
Damağımda ayrılığımızdan kalma kekremsi bir tat.
Üzerimde boynu bükük sevdamın namına buruk bir hal.
Film şeridi gibi gözlerimin önünden geçen anılar aşinadır kırık bakışlarıma.
Nicedir içten gülmedim, yaprak misali savrulduğumuzdan beri…
Sen o yana savruldun, ben bu yana savruldum amansızca…
İlk zamanlarda tenhalığa bürünüyordu gezdiğimiz sokaklar, caddeler.
Tenhalarda yüreğim ürperiyordu sensiz, tedirgin…
Geceye saklanıyordu yalnızlığın yorgun gölgesi ve ben sensizliğimde defalarca çekip alıyordum onu tatlı uykusundan.
Ben onun esiriydim sensiz, o da benim esirimdi.
Tezat olan bu birliktelikten çıkan tek netice acı yüzlü hüzündü.
“Yaprak gibi titrerim, adını her andığımda…
Var mıdır benim gibi aşka müptela? ”
Yine bir sonbahar ikindisinde, uzun uzun ağaçların sıralandığı o ince yolda yalnız adımlarımla yürüyorum aheste aheste.
Dilimde o beste…
Güftesi zaman zaman değişse de ruh halimce, hicranı aynı ölçüde istesem de istemesem de…
Bu gözü yaşlı ayrılık ikimize de ağır gelse de ne ilginçtir ki; telefonlar kaybolmuş elimizin altından.
Beynimize kazınan numaralar silinmiş hafızalarımızdan.
Mektuplar postaneye gitmeden saklanmışlar yastık altlarına ve zamanla gizlenen mukavva kutulara…
Benim cephemde dil susmuş, gönül çığlık çığlığa…
Sevdamızın ağıtları dalga dalga çığlıklaşır içimde.
Seninde sol yanın hala çırpınıyorsa aynı devasa aşkla, iliklerine kadar ıslanıyorsan sende hüzün yağmurlarında, yalnızlık nameleri şu aralar eksik olmuyorsa dilinden, sende hasretin pençesinde, vuslat beklentilerinde isen dön…
Dön ne olur iki gözüm… Dön Allah aşkına! … 2001
Hatice Ergen Çakır
ISLAK MEKTUPLARIN HİKAYESİ NDEN
HATİCE EREGN ÇAKIR
Hatice Ergen ÇakırKayıt Tarihi : 29.6.2011 23:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (4)