Senin yokluğun ezberletti bana acılara gülümsemeyi;
bir tilkinin hangi ormanlarda yorulduğunu
ben adının beş harfinde öğrendim.
Buzların karların arasında adımlarımı sayarken
ezberledim kokunla iz sürmeyi;
dokunmadan hayatın renklerine boyanmayı;
her renge sayısız anlam yüklemeyi;
anlamlardan bir dünya kurmayı
düşlerime güvercin kondurmayı
hep senin yokluğunda not aldım kağıtlara…
Kaybedenlerin makyajıyla süslenip
buruşturulmuş mendil gibi ceplerde dolaşmayı,
karanlığın ortasında yetim çocuklar gibi
avuçlamayı bir tabak umudu,
her seste irkilip
gözlerinde çıkan kum fırtınasını hatırlamayı
ve birden titremeyi hep senin yokluğunda…
Şimdi umarsız bir tavrım var
yakamda beni bir gruba dahil edemeyen
mahcub gülüşüne ek olarak taşıdığım,
pembenin en çok yakıştığı yanaklarımda
yüzlerce kas gerilmesine imkan veren acılarım var çeyizimde!
Ağaçlar ayakta ölüyor doğru söylemiş söyleyen.
ve sen bütün doğruların ortasında
ilk kez yanılmışlığınla
Kız Kulesi gibi dimdik ayaktasın karşımda.
ne kadar mümkünse dalgalarla devirmek onu
bilirim öylece mümkündür gittiğin yoldan çevirmek seni…
ESRA AKSU
Fersude
23 şubat 2008
moda
Esra AksuKayıt Tarihi : 13.4.2008 17:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)