Düşün de olmasa nasıl yaşarım
Beni benden etti senin yokluğun
Uzak sabahlarla güne başlarım
Canı candan etti senin yokluğun
Gizli giryanıma ne bir tebessüm
Ne garip halime koyar bir isim
Haberi olmayan dağlara küsüm
Cennetimden etti senin yokluğun
İsmin yarısında saklarken mihri
Sel olup taşardın bozardın sihri
Anlat ey tatlı dil o soğuk şehri
Çoktan zindan etti senin yokluğun
Bilmedim Azeri töresi kadar
Ucuz bir şarabın çaresi kadar
Ömrün kafi gelen süresi kadar
Gülü daldan etti senin yokluğun
Sigara sigara dolan kadehler
Ömrümden ömrüne dakika ekler
Bir garip sılada yolunu bekler
Bu yolun sonunda senin yokluğun
Umudu kalmadı yarınlarımın
Büyüsü çözüldü tüm sırlarımın
Hatasız kul olmaz,kusurlarımın
Günahından etti senin yokluğun
Düzen yürümüyor nihan perişan
Kalbe takdim etti aşkınla nişan
Yılana sarılır denize düşen
Mutlu sondan etti senin yokluğun
Duygular kadere senle davalı
Sen beni başından savdın savalı
Boşa anlatırken özgür masalı
Hürriyetten etti senin yokluğun
Her şey yarın için uzun vadeli
Sebep üretmenin ağır bedeli
Sen benden ağır ağır gideli
Bildigimden etti senin yokluğun
Gitgide sıklaştı garip yokların
Kılıktan kılığa girip saklarım
Dile yare düştü serde aklarım
Sevdiginden etti senin yokluğun
Yine dost dilinde malum hikaye
Sormadın bu telaş nedir ne diye
Şehir sürgünüyken şu güzel köye
Gençligimden etti senin yokluğun
(2003)
Kayıt Tarihi : 3.5.2010 16:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!