bırak dağınık kalsın saçların
ben dokunamadım.
bırak dağınık kalsın...
biliyorum hoyratsın,
ben kal desem sen bir dakika durmazsın.
aysın...
kara gecelerime nur ol desem
bir şavkına muhtaç eder
katran karası saçlarının arkasına saklanırsın.
sen aşksın...
binbir masal anlatsam
evvel zamanda ben aşık olsam, sen maşuk,
binbir zamir olsamda kapıdan içeri almazsın.
canansın...
uğruna feda edilmiş sultanlar,
gece kadehlerde bırakılmış
toprağıma döktüğüm cansın.
karlı dağlarda sırsın...
tozlu kitaplarda adı gizlenmiş,
kimseye söylenmemiş ismin cismin.
mağrifetine nail olamadığım
bir zorun içinde saklanmışsın.
sen kelamsın...
hiçbir dilde olmayan
seni sevenin anlayabildiği,
baş kestiren, baş eğdiren, dem vurduran.
tanrının kalemi adını benim bahtıma yine yazsın.
kadersin...
beni yollarına çağıran,
sonu taşlık, uçurum, yalnızlık olan.
belki bir gün dönersin...
sen fukarasın.
günahların anası, sevda yoksunu
acıların salgını.
gelip geçici heveslere muhtaç,
sobası olmayan bir evde damsın.
.......................
içimde kuruttuğum bir günahsın şimdi,
diz çöküşlerimde adın zikrettiğim,
harama bakar gibi
helalim olamadığıdan belki.
sen bir heykeltraşsın,
eserinle gurur duyarsın şimdi.
Kayıt Tarihi : 14.2.2011 19:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (3)