Sus ey taşlaşmış yürek, söyleme özlemini;
Bilmesin, yokluğunun vurduğunu bilmesin.
Tek satır bile yazma, sakla ki kalemini,
Kendi hükmünü verip, kırdığını bilmesin.
Seyre dalayım şehrin güney yamaçlarına;
Her sabah umutlarım, kâbuslarla uyansın.
Taç yap papatyalardan o kızıl saçlarına.
Sarıl bulduklarına, baktıkça içim yansın.
“Avuçlarımda hala sıcaklığın” çalar da
Yalnızca musikisi ruhuna hüzün verir.
Dinledikçe güftesi içimi parçalar da
Hayalin damla damla hatıralarda erir.
Fısıldasam duyardın uzaklardan sesimi
Bilsen bir lahza olsun, merak ederdin elbet.
Sana ilkse, bana son şimdi bahar mevsimi.
Bilinmez, kaç yıl daha taşır beni bu gurbet.
Gözlerimde pranga, dudaklarımda mühür,
Düşerken hayatımız takvim yapraklarından.
Ne kulağın işitir, ne de gözlerin görür,
Ayrılsam da o senin kutsal topraklarından.
(11.04.2014)
Oğuz YazıcıKayıt Tarihi : 11.4.2014 02:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Oğuz Yazıcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/04/11/senin-kutsal-topraklarin.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!