Batan güne karıştı umutlarım. Sana doğru yürüdüğüm sokaklarda; katranlı gecelere yol alan zamansız raysız bir unutuluş treni aldı beni. İki şehrin arasındayım şimdi… Biri hiç bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor. Dedim ya bir unutuluş yolculuğu bu. Yokluğun acısında kim hatırlar ki beni?
Dünyadaki bütün sevdalar beni içlerinden attılar. Diyelim ki sen, eksik parçam. Şimdi odana girmişsin, başka bir kadın girmiş düşlerine… Kıskanmıyorum hayır, asabi de değilim. Senin suçun yok ki, benim alnımın yazısı bu hiçlik. Ağır ağır yol alıyorum onurumla, her saniye dönmek istiyorum ama dönmüyorum sevgili.
Sevdanın has bahçelerinde büyüttüğüm gonca güllerimi derleyip topladım. Savurdum yapraklarımı derin acılara, hicranı yükledim narin dallarıma, şiirleri küstürdüm, bağrımı çizdirdi gazellerin sevgili… Dokunduğun goncalarım; ıssız göl’lerin koyu gölgelerindeki hazin bir nilüferle kucaklaştı… Ne kadar serpsen de üzerime beyazları, kayıp gecelerin karanlığını atamadım üzerimden.
Senin için ağlayan her dizemi astım damla damla çoğalan nehirlere. Bunca çiçek aldandı baharına. Gözlerimden yaşlar akarken boğuk bir ses dudaklarımda adın. Ağır adımlarla uzaklaşıyor koskoca sevda. Dudaklarım acıyor, canım acıyor gitmem gerek senden. İçimdeki sevdalı şarkılarını bastırmasaydı yıkılan duvarların katışıksız acısı, unutulmuş sevdaların sancısı sevinçlerimi gecelere ekmeseydi, yılların öcünü alırdım elbet içimdeki depremlerden…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Kül kelepçenin üzerinde parıldayan gül gibi tohumsuz bir aşkın uykulu düşünüşleriyle durur mevsimlerin üzerinde. Yalım bir ateşin yokluğuna sarılan geceler gibi dolanırız hayatın ürpertili geçişlerinde ve bekleriz uzak denizlerin dalgalarının sevdayı bize getirmesini… Tebrikler…
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta