Kapısına kilit vurduğumuz sevgiler paslanınca
Bu şehrin sokaklarında bir seni, seni arayacağım
Rüzgâr koksa ellerin, rüzgâr olsa da gece saçların
Bundan böyle bir sen, yalnız senin için ağlayacağım.
Yaşanmamış günlerdi ellerine tutunduğumuz. Unuttuğumuz tüm yaşanmamışlıklarda o yarınları biz ellerimizle büyüttük, şiirler yatırdık sokaklara. Sevginin ve aşkın mayalandığı anılardan şiir çıkardık sabırla. Bitimsiz yollara daldık, uzun soluklu gecelerde seninle tenhalarda şarap içtik. ‘Bırak öyle dağınık kalsın kalktığın yataklar, saçların yılların düzeni dağılsın. Bırak pencerelerini kapatma, kapılarına kilit vurma, unuttuğun şarkıları hatırla’ dedin ben senin gözlerine zılgıt şiirler yazdıkça.
Solgun sesler arardık yıldızsız gecelerde. Bakışı günahkâr kalırdı gecenin. Direnişin düğümleri sırattı. Biz öpüşürken dışarıda mevsim dona durmuştu. Karanlık bir yaraydı düşüncemiz, zamana sırt çevirmiştik umarsız. Acısı duyulunca yüreğimizin, ağladık biraz. Oysa bir deniz görmüştük düşlerde. Maviydi deniz, sarıydı umutlar, kapanıyordu kapılar, biz açıyorduk. Her arayış bir son, her son bir başlangıçtı. Zamana direniyordu sevgi, aşk beklerken. Sokaklar karanlık, düşlerimiz aydınlıktı ve biz don tutan bir gecede sevişiyorduk. Gülüşün ısıtırken geceyi, mevsim halaya dururdu. Biz kahkahalar atardık ıssızlarda, çiçekler utancından eğerdi üşümüş boyunlarını.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta