Bu âleme, senden üstün, ahlaklı, bir kimse gelmedi
Bu âlem, senin gibi, övülmüş, bir kimseyi görmedi
Senin gibisiyle, cümle âlem nuruziya’ya gark olmadı
Senin gibisiyle, bu yalan dünya, asla mesut olmadı
Sen geldin, bütün kâinat arşı kürsü buldular felah
Sen gelmeseydin, onsekizbin âlem olurlardı helak
Sen geldin, bütün tabiatta, lâleler, gonca, güller açıldı
Sen geldin, bütün felekler raksa kalktı, kokular saçıldı
Sen geldin, hak ile batıl birbirinden ayrıldı, gerçek bilindi
Sen geldin, bütün insanlığın kalbinden, kin nefret silindi
Sen öyle bir sevgili, öyle bir cansın ki, canlara canan oldun
Senin gelişinle bütün ölü ruhlar dirildi, yoluna kurban oldu
Yememizin, içmemizin, adabı değişti, oldu tıbbı nebevi
Hayat sürdü; Osmanlı, Kölemler, Selçuklu, Abbasi, Emevi
Size bir; Yahudi Doktor gelmişti de, bir görev verin bana
Bir süre görev yapmıştı da, şahit olmamıştı bir hastana
Bu durumu gören yaşayan doktor, şaşıp kalmıştı bu fasıla
Demiştiniz ki o doktora, benim ümmetim hasta olmaz asla
Senin yolunu tutan, ne bu dünyada nede ahrette düşmez illete
Asla kata yolunu sapıtmaz, düşmez o meşhum günahkâr zillete
Ya Nebi! günahkâr, asi, tembel, ümmetin Tahsin’e kıl şefaat
Bu cahil ümmetinde, artık dünyada ve ahrette etsin rahat
Ankara- 07.04.2014
Tahsin KoçKayıt Tarihi : 11.4.2014 15:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)