Ekmek Kavgası Şiiri - Önder Karaçay

Birgün banka da çalıştığım zaman bugün ki iktidarın başında ki kişinin reklamı bir bölge müdürü bana dedi ki;

Senin derdin, amacın ne anlamadım bir türlü dedi.

Evime ekmek götürmek dedim. Her evine ekmek götürmek derdinde olanlar gibi! Yalnız evine ekmek götüremeyenlerde var ekmek ve emek hırsızlığı yüzünden diye tokat gibi bir yanıt verdim.

Banka bu iktidarın bir şubesi gibi çalışıyordu!

Sonra bana bunun seninle ne ilgisi var dedi?

Bunu nasıl anlatayım dedim günü gelince anlatacağım dedim.

Anlatıyorum işte.

Herşey yaşandığı gibi.

Yaşanması gerektiği gibi de mücadele ediyorum.

Onlar benim mücadele tarzım ve ne zaman ne yapacağım konusunda beni satın alıp (geleceğin liderleri eğitimi - tefeci tanrılar okulu) kullanmadıkları için su an mağduru oynuyorlar.

Atatürk'ten yanayız diyorlar olmuyor
Atatürk'ten açık açık değil (googla pislik yayıcı ile diyorlar. Sanki Türk Cumhuriyeti google da kuruldu orada yıkılacak. Bu kadar zavallı işte bunlar) yine olmuyor.
Atatürk ile aldatmak işe yaramıyor
Atatürk ile ilgili bayramdan bayrama paraya kıyarak bir sürü masraf yapıyorlar yine olmuyor
Atatürk ile aldatanları sahaya sürüyorlar yine olmuyor.

Ne olacak şimdi bunlar?

Bütün dama taşlarını bir torbada topladım.

Beyin savaşları komutanının emri olarak.

Atatürk'ün askerlerine emridir.

Dama taşları tarihin çöplüğüne gönderilecek.

İstanbul büyükşehir belediye başkanı ve Ankara büyükşehir belediye başkanı yerel halk özrü dileyip geri adım attılar mı?

Atmıyorlar bize bunu chatham hose söyletti hatta imza bile attık diyorlar.

Dama taşı torbasına onları da koyun.

Koymayı sakın unutmayın. Benim başka işlerim var. Bu iş sizde!