senin aşkın bana
zehirle pişmiş aş yedirdi
ellerin
saçların teliyle ağzımı dikti
beni hokkabaz gecelere esir etti
aşkını kesdikçe kesesim gelir
senin aşkın
taş oldu yaşlaştı yüzüme
gözlerin
vurup sağ gözümü kör etti
tekti gören gözüm
tek olan tek allah a yalvardım
tek senin aşkına dövündü özüm
aşkına yandıkça yanasım gelir
senin aşkın
hürriyet peşinde kervanlarda
ben ölmezi arayan köleyim
köle pazarlarında
aşkını aldıkça alasım gelir
üç ayaklı seken develer
benliğimin damarlarında çirkin kelleler
hep senin aşkın
hep aynı kelimeler
aşkına korktukça korkasım gelir
senin aşkına etraf sessiz
sessizliğin kulaklarımı inletir
dudakların
bana suskunluğun nabzını dinletir
aşkına sustukça susasım gelir
aşkın bana
serseri yıldızlarda kutup
erişilmez düğüm dolaşık
ağzıma sen doldurur bitmeyen şurup
aşkından içtikçe içesim gelir
senin aşkın bana
tılsımında erişilmez ufuktur
kakılmış sedefe nakış yürekli
yeşil gecede esmer kanatlı kuştur
aşkına göklerde uçasım gelir
aşkına
karanlık deştikçe gam çukurumu
koğmak gelir içimden onurumu
kor ateşten ruhumu
bakışına
çivit bakışlarına atmak gelir
senin aşkına
aklım yırtık yüzüm yara
örs vurulur sahipliklerime
aşkın is vurur duygulara
aşkına koşup kaçmam gelir
senin aşkın beni
çelikten parmaklarla okşar
zonklayan başımda gülüşlerin koşar
aşkın ezer kaçacagım dağları
aşkın geldimi aklıma
isyanlarım coştukca coşar
içime kustukca kusasım gelir
Kayıt Tarihi : 11.7.2006 20:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!