Her mektubunda, beni kasabanıza davet edip duruyorsun, bakarsın bir gün çıkıp gelivermişim...San sürpriz yapmayı inan ben de çok istiyorum...
Büyük şehrin çilesi hiç çekilmiyor...
Sen burada olsan tabii herşey bambaşka olurdu...Muzipliklerinle,güzel sesin, söylediğin şarkılarınla burayı bülbül yuvasına çevirirdin...Belki hasta olduğumu bile unutabilirim canım arkadaşım...Çok sevdiğim İstanbulumun, tüm olumsuzluklarına monoton yaşantıma sen ilaç gibi gelirsin biliyormusun meleğim? Bu mektubum biraz kısa olacak, baba parası yemek ağrıma gidiyor, bir de, iki de bir tanıdık, tanımadık gelen şu misafirler yok mu? çok bozuluyorum onlara...Yengem söyledi bu gün yine biri gelecekmiş,yalvardı kadıncağız,-Seniha, gelen Tanrı misafiri kızım ne olur nazik davran diye...Onun hatırına evde kalıp bu işkenceyi çekeceğim...Ne densiz insanlar yahu böyle adetler mi kaldı bu devirde?
İşte, çalışmayıp evde oturmanın sonucu bu...
Çekip sinemaya giderdim ya abimin yakın bir arkadaşının ailesiymiş gelenler,beni çok beğenmişlermiş de miş muş...Şimdi gülüyorsundur biliyorum, o halde darısı senin de başına a canım...Ahdettim, özgürlüğümü kolay kaptırmayacağım...Kucak dolusu sevgiler,can dostum.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Öykü denemelerimde örnek almakta haklı olduğumu gösterir ustalıkta işlenmiş hüzünlü bir hikaye. Kutluyorum usta kaleminizi.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta