Seniha'dan Firdevs,e 1988

Merhaba,nasılsın be meleğim neden hiç aramıyorsun beni? Anlaşıldı bu böyle olmayacak bari seni abilerimden biriyle evlendireyim de ömür boyu birlikte olalım...Bizden iyi gelin görümce mi olur?
Ferhat abim evli,Suat abimse okuyor, ee Muratın da kız arkadaşı var zaten,oldukça da ciddiler; kalıyor sana Fırat...Hiç te yabana atılacak gibi değil,hem laf aramızda kaç kez kaçamak bakışlarınızı yakaladım da oralı olmadım utanırsınız diye...Şimdi senin gözlerin çakmak çakmak olur eline bir geçirsen beni aah... Durduğun yerde tepinir durursun inkara kalkışma hem bunun neresi kötü? Hadi canım o kadar da utanma, evlilik güzel olmalı...Gel kız, şu işi pişirelim ben sizin çöp çatanınız olayım,bundan iyisi Şamda kayısı...
Yani şimdi abim diye değil hem yakışıklı,hem de abilerimin içinde en evcimen olanı Fırat abimdir hani şaka bi yana ne güzel yakışırsınız birbirinize...
Canım benim, hadi gel he de de, bu iş olsun...Benim şirin, iyi huylu neşeli arakadaşım...Abim bir duysa dünden razı olduğunu hemen belli eder...

Seniha....

Can arkadaşım...
Mevsimin ilk karı yağdı gülüm,kar nedense çoğu zaman gece yağar değil mi?
Sabah kalktığımız da bir bakarız ki her yer bembeyaz olmuş...Eee her şey mevsiminde güzel,kar buraya çok yakışıyor, üstelik aylarca sürüyormuş bu beyazlık, habersiz gelivermiş işte kış dün gece...
İstanbuldan ne zaman ayrıldın, neredesin diye hiç sormuyorsun. Şimdi ayın bombasını patlatacağım sıkı dur; sana yazdığım son mektuptan sonra İstanbuldan bir süre ayrılma isteği duydum...Şu anda neredeyim bil bakalım canım...Hani okula ziyaretime gelen bir teyzem vardı,sen de çok sevmiştin
onu,onun küçüğü bu, Dilara teyzem... Şu an Karsın kazası Sarıkamıştayım... Belki hayret edeceksin ama buraya gelişimin sebebi,şöyle elimi ayağımı kırmadan yılbaşına kadar biraz kayak öğrenmek...Yaa işte böyle,burada ki kayak pistleri,acemiler için ideal...

Sen bu teyzemi çok fazla tanımıyorsun sanırım.Eniştem asker olduğu için sık sık tayin olur değişik yerleri görme olanağı bulurlar...Teyzem de sağolsun beni her gittiği yere davet eder...Annesiz bir başıma ne denli mutsuz olduğumu o bilir,ailede dertlerimi bir ona analatırım...Bulunmaz bir insandır Dilara teyzem...Velhasılı anlayacağın burada oluşumu açıklıyor bu rapor...Senin de her bi şeyi bilmen lazım ya, benim koruyucu meleğim..
Şimdi elinde ki terliği yavaşça indir,benim kafamın kırılması bi yana terliğe yazık a be güzelim belli ki yeni almışsın...
Dün akşam cumhuriyet balosuna gittik,kuzenim Kaan çok şıktı,o da babası gibi asker... Üniforma bir insana ancak bu kadar yakışır...Kaan havacı babası gibi karacı değil,aslında görevi Eskişehirde de izinlerinde buraya kayak yapmağa geliyormuş...Kayak öğrenirken ondan da yardım alacağım...Her şeyde olduğu gibi kayak ta da profosyonel benim yakışıklı kuzenim...

Genellikle spor giyiniyor tatillerde. O gece, bir çok güzel kızla dansetti,kızlar peşini bir an bırakmıyor da tabii ki ilk dans benim hakkımdı anamın ak sütü gibi...
Tabii biraz da kıskançlık var serde,ve kuzenim olarak,beni kem gözlerden koruması lazımdı...Ben de onu mahçup etmemek için hanım, hanım eğlenmeme baktım; sıkıysa sağıma soluma bakıp ona laf getireydim...

Burada da ara sıra yürüyüşe alışverişe çıkıyorum... Teyzem anlatıyor; burda gördüğü kır çiçeklerini hiç bir yerde görmemiş,buranın baharı muazzammış,yazın da yaban çileği, böğürtlen toplamaya gidiyorlarmış...
Havası çok güzel,orman hemen yanıbaşımızda komşuların hepsi birbirinden iyi...Gurbette olmanın bir yararı bu, herkes birbirine kenetleniyor...
Buradan çok memnunlar, Madımak yemeği yapmayı öğrenmişler daha bir çok ot kök çiçek isimlerini burada duymuşlar...

Güzel havalarda bahçede kahve içiyor,çocukların oyunlarını seyrediyoruz
hepsi büyümüş te küçülmüş sanki,çocuk şarkıları yerine günün moda şarkılarını söylüyorlar,bizden çok farklılar yani...Biz aptalmıydık acaba? Hele de bizden önceki nesiller,aslında daha mutlulardı herhalde ve her şeyi daha bilgece hallediyorlardı sanırım...Neyse bu kadar felsefe yeter meleğim...

Kuzenim salonu,sinema salonu gibi teknolojinin nimetleriyle donatmış...Film izlerken insan kendini sinemada sanıyor,sanki arada frogo,frugo buz diyen satıcıların sesini duyar gibi oluyoruz.,tabii teyzem mısır da patlatıyor hiç bir şey eksik olmasın,mutlu olalım diye aah canım teyzem...

Burada zaman, zaman da moralim çok bozuluyor Rusyadaki olaylar savaş söylentileri, şehit düşen iki pilotumuz,beni üzen karamsar yapan bu gibi durumlarda hemen sayfayı çeviriyor,dumanlı mor dağları yeşil tepeleri göletleri, patikaları köy yollarını,ve köye dönen sürülerin çıngırak seslerini dinliyorum hayalen, oralarda biraz gezinip o karamsar ruh halimden bir nebze de olsa sıyrılıyorum...Şehirleri hiç düşünmek istemiyor trafiğinden, şehrin gürültüsünden, gök delenlerinin görüntüsünden uzaklaştırıp hayalimi,Parise orada ki sokak ressamlarını görmeğe Hollandada ki bembeyaz siyah benekli gümrah ineklerin çayırlarda ki yatışını, değirmenlerini güzel bahçelerini o şirin evlerini hayal ediyorum...

Bir başka zaman İtalyaya Romaya gidiyor,o güzelim şehri gezmek varken, Etna yanardağının lavlarıyla korku kesiliyorum...O ateşin,o sıcaklığın karşısında bile gerçeğin soğukluğuyla ürperiyorum donuyorum adeta...
Görmek bilmek, ne güzel şey ama herkesin gördüğü farklı, bu da renk katıyor hayata...
Sen beni tanıyorsun, hayatı kendine zehir eden başka biri var mı acaba? İyi ki güzel hayallerim de var, sayende kendimi biraz eğittim korkularımı az da olsa yendim değil mi canım?
Hadi hoşçakal sen de yaz bu seferki mektubum çok uzun oldu,kolum ağrıdı vallaha...

Seniha...