kara bir gece inmekte gözlerine
döner durur medcezirlerin başıboşluğunda
-yüzündeki derin çizgelerde dolaşır zamanın eli-
hangi rüzgar alır götürür seni
hangi zamansızlık çalar
saçlarımı okşayan en sıcak eli
gitme
kim daha uzaktı yarınlarıma
hayalin mi yoksa yıldızlar mı
ecelin gözlerine dokunduğu yerde kalır yüreğim
karagözlerinde kalır ışıklarım
aç ki umutsuz kalmasınlar
aç ki savaşmayı bilsinler
aç ki bir sen daha yok bu dünyada
bu kaçış ki fırtınaya beyaz bayrağı giydirmektir
en acısı da sürülmekti varlığından yokluğuna
bir kasırga olup /devirir içimdeki her şeyi zamansızlık
erken kaybetmenin yıkılmışlığını taşır rüzgar
biraz daha yaklaşırken ölüme
hangi adımın kaçıncı basamağında durur ayakların
gitme
ölümün hissedilir soğukluğunda
yarım kalan gülüşlerin yapışır dudaklarıma
sürgün edilmiş acılarım firari
yokluğun hangi yalnızlığı kapatır
hangi hasretler demlenir içimde
anılarım benden habersiz asılır iplere
kurumaya yüz tutmuş/bekleyişlerimi toplarım ağaç diplerinden
demirlenen hangi gemi götürecek seni bilinmeyene
iskelede sessiz çığlıklarım bağırır avazı çıktığı kadar
soluklanmak için tutulur kelimeler
bir türlü çıkmayı bilmez alfabeden
hiç bu kadar kararmamıştı aydınlık
ıslanıyordu kirpikleri güneşin
o bile ağlıyordu yokluğuna
ölüm konuluyordu bu bilinmezliğin adı
bekle
hayatın yamacından tutuyorum ellerini
hangi aydınlığa sığındıysam
şartellerini indirmekte gecikmedi
boşalır yüreğime tutamadığım gözyaşlarım
yağmur biraz daha fazla dolaşır yanaklarımda
bir kar tanesi düşer gözlerine hayatın
bedenine düşen toprak kadar gerçekçidir yokluğun
gitme
adımı koyduğun güllerinde mi hatırı yoktu yoksa
yüzüne aksi vurmuş hilalin
ya da birlikte paylaştığımız şiirlerin
üzerine düştüğüm gafletinden miydi bu kadar korkum
yoksa solmasından mı güneşin
oysa binlerce kez katletmiştim ölümü gözlerinde
dokunmasın diye yüreğine
son bir bakışına yakılmıştı onca mumlar
bir yürek sesine
hangi arsız çaldı seni ellerimin arasından
hangi salıya feda edilmeliydi zamanın hoyrat eli
beni de bekle
bu belli ki ölümle yalnızlığım arasında bir savaş
malubiyetin rövanşı yok
ringe attığım havlunun da
hakem mi suçluydu yoksa hile mi yaptı ecel
çekti gözlerini gözlerimden
bir damla kan bulaştı düşlerime
biletler ellerimden düştü yere
yaşanmayacak sandığım bir hayat sahnesinde
çok sevdiğin yeşillere sarındın
bir karış toprağı tutarken ellerim
gözlerini kaybettim
ve çok sevdiğim ellerini
gitme baba gitme
daha yüreğin olacaktım...
GM
kaderin zamansız çaldığı babama…
>
Gülay MorgülKayıt Tarihi : 2.3.2006 14:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ama benim gibi çok erken yaşta babasını kaybeden biri için daha da özel...
kaderin zamansız çaldığı babama…
Bu gün okuduğum ikin ci Babam şiiri ikiside çokm güzel. Kaleminizi kutlarım....
Asude GEDİZ
duygu yüklü çok güzel bir şiir okudum
başarılarınızın devamını dilerim
bu belli ki ölümle yalnızlığım arasında bir savaş
malubiyetin rövanşı yok
ringe attığım havlunun da!
hakem mi suçluydu?
yoksa hile mi yaptı ecel! !
çekti gözlerini gözlerimden
bir damla kan bulaştı düşlerime
biletler ellerimden düştü yere
yaşanmayacak sandığım bir hayat sahnesinde
çok sevdiğin yeşillere sarındın
bir karış toprağı tutarken ellerim
gözlerini kaybettim
__Ekran buğulu kitlendi dilim :((
TÜM YORUMLAR (9)