Seni Tarihinle Yargılıyorum! ..

Seni tanıdığımda; başın beladaydı
Dosttan yana yüzün gülmemişti
Çok sevdiğin Rıza bile kayıplardaydı
Ceketin kirpas içinde
Newroz çiçeklerini taşıyordun yüreğinde
'Dokunma bana ellerin yanar ' diyordun; peşindekilere..
'Nereye baksan tutarsızlık' hakimdi..
Sen yinede; 'kadınlar kadınlar dağlara doğru' diyordun
Bir yanın kentlerde-öbür yanın dağlardaydı
Taaa çocukluktan beri sevdalıydın'yıldızlar ve çiçekler ülkesine'
Talih sana hiç gülmedi 'gönlünce yaşamadın sen'
Milyonların ömrüne 'sevgi duvarı' ördüğün gece
Baskın yiyiyordun,yalanın yoktu-dardaydın
Çekip giderim 'kalan kalır' diyordun
Onca; 'acıların-manzarasızlıkların-allahsızlıkların' içinde;
Umutsuzluğa kapılmıyor..'ammenna' diyordun
Ömrünün kalbi her yalnızlaştığında; Şarkılarında büyüttüğün sevgiliyi arıyordun
'Söyle yağmur çamur değmesin üzerine,söyle o şimdi nerde? '
Zindanlara sığmıyor taşıyordun
Dosta düşmana karşı haykırıyordun türkülerini-türkülerimizi..
'Beni tarihle yargılayın' diyordun en bas sesinle sevdiklerine..
Anneni sorguluyordun'hani benim gençligim nerde? '
Penceresiz kalışın gibi yanıtsız kalıyordu bütün soruşların
Sonra ülkemin; 'baş kaldıran-yorgun demokratı' oluyordun
Ve birtek sen kalıyordun bütün demokratlığında
Yüreğimde-sol yanımda..
Sesindeki acı tını sevgiliye yalvarış,isyandı sanki
'Acımasız olma şimdi bu kadar,düngibi düngibi çekipte gitme,
Bırakta dolanayım ayaklarına,kumgibi kumgibi ezipte geçme..'
Yinede yalnız kalıyordun yoksulluk denizinde
'Bir veda havası' kaplıyordu her yanını
Yalancı ayrılıkların tedirginliğine rağmen
Munzurdan bir tas su içebilmek uğruna kirvenle;
Umudunu ve inancınısevgilinin'sosyalist saçlarına'bağlamıştın
İşçilere 'elektro şoklar' uygulandığında;
Emperyalistlere karşı 'grev marşları' söylüyordun alanlarda
Ay karanlıktı ama ürkmüyordun özgür bir çağrıyla geliyordun bize doğru
Çünkü; kavganın gözleri'maviye çalıyordu'; tıpkı müjganın ki gibi..
Anaların bağrında doğan bir 'şafak türküsü'ydün..
Şarkılarını kentlere de söylüyordun-dağlarada..
Dilden dile dolaşıyordu şarkıların
Belki sevdiğin kızı bir defa bile öpmemiştin
Ama hep 'gururla bakıyordun dünyaya..'
'Özgür bir çağrıydın' sen karanlıktan aydınlığa
Seni bütün duyularımla anladığımda; kahpece hazırlanan bir tuzaktaydın
Senin varlığın dünyayı saran emperyalist düzene isyandı
Duruşun net-rengin belli-kimligin apaçık ortadaydı
Kendi toprağında yok sayılan bir halkın sesiydin
Ufacık bedeninde taşıdığın 'sosyalist yürek'
Seni dağ gibi güçlü kılıyordu
Kaynağı yürek olan sesin; çakalları birbir ürkütüyordu
Dününde ödediğin ağır bedeller;
Sancını öfkeye,öfkeni kavgaya
Kavganı zafere mecbur ediyordu..
Ezgin halkın ezgili sesiydin
Bazen eşkiya oldun bazense tanrıyı tanımayan..
Yetmedi vatan hainliğiyle suçladın vatanı satanlarca
Oysaki; onlar suspusken yine sendin kükreyen;
'Edirne'den Ardahan'a vatanımın tekbir parçası bölünemez diye! ..'
Devrimci kimliğin,insanları ayrımsız sevişin..
Birde özgür düşün; seni eğemen güçlerin hedefi yaptı
Hayatın seyrinde sürekli bir'ölüm dörtlüğü' vardı nefesinde
Acı çektin bedeller ödedin
Ama yürüyüşün bitmedi-yolundan dönmedin
Halkının ödülünü alacaktınki;
Payına düşen; sabah dörtte sürgüne yollanmak oldu
Sen; 'tüm halklarıyla halaya duran bir ülke düşündeydin..'
Ve sen suçluydun! ..
Suçun insanları sevmek ve onlar için direnmekti
Başını örtenide savundun açanıda
Kürdüde sevdin,Türküde,Lazıda..
Kendi dilinin türküsünü söyledin
D.G.M'lere düştün
Artık hesap tamamdı-sonun gelmişti
Koparılmıştın ülkenden
Pariste sürgündün,sürgünde ülke hasretine büründün
Dostlarının gerçek yüzünü gördün-tiskindin
Ağır geldi kaldıramadın bu yükü
Ve bir kasım gününde teslim oldun azraile
Bir acaip adamdın işte..
Farkındaydın; yüreğini gömdüğün yerden birgün yeniden doğacaktın elbet,biliyordun..
Ah be üstad!
'Hiçbir dilde anlamadınız beni' diyerek isyan ediyorsun ya!
Ben seni anlıyorum ve biliyorumki; ' Bir intihar gibi puşt olmuş bu insanlar'
Ama yinede rahat uyu! .. bir ülkenin yüreği seninle..
Ve bilki bahtiyarlar hep seninle
'Acı çekmek özgürlükse.. yokluğunda özgürüz bizde..'