Boynuma bir ip dolanıyor ta gökyüzünden İçimde bir iğne pas tutmuş , kanıyorum
Adım atacak bir taş arıyorum sabaha
Seni soruyorlar
İçimde boğazı kısılmış çığlıklar
Buğdayı öğütmeye yel olamıyorum
İlmek ilmek adımlıyorum yokuş yukarı
Bende küfür ediyorum bütün yalnızlıklara
Etin şeker kısmından acı çekiyor yüreğim
Seni soruyorlar
Bir kurt açlıktan ölmüş oluyor soğuk kış ayında
Martılar sofra kuramıyor kaç gündür
Çığlıklarimın sesi kısılmış seni söylemekten
Seni soruyorlar Eylül olup düşüyorum
Kuraklık var mevsimimde
Bir tohuma filiz bağlayacak canım yok
Düşüyorum,
Seni soruyorlar derin bir ah çekip susuyorum
Kulağıma alaylı sözler fısıltısını bastırarak bir fikrim yok
Zaten idam ediliyorum ,
Ha öldüm ha ölecem
Hanbeli Erçin
Kayıt Tarihi : 5.2.2018 21:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hanbeli Erçin](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/05/seni-soruyorlar-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!