Cihanda yoktu eşin benzerin
Taşın toprağın altındı.
Kimsenin dilinden düşürmediği,
Cennet öteki adındı.
Taa uzaklardan gelirlerdi,
Senin güzelliğini görmeye.
Ne mimarlar geldi geçti,
Saçlarını tel tel örmeye.
Genç bir kadın gibi;
Dillere destandı güzelliğin.
Şairlere ilham olurdu,
Senin bir çok özelliğin.
Ama şimdi benim bildiğim
Sen o eski sen değilsin.
Acıyorum haline İstanbul
Artık sıradan bir il’sin.
Betona çevirdiler seni,
Toprağında bitmiyor laleler.
Sarhoşlara mesken oldu,
O surlar, o güzel kaleler.
Sokaklarda insanlar var
Ağlayıp sızlayan, ser sefil.
Şunu bil ki Ey İstanbul;
Hiçbiri halinden hoşnut değil.
Halbuki sen kalbi oldun,
Senelerce devlet-i Osman’ın.
Şimdi koynunda yatıyorsun
Her gece bir yosmanın.
Hani mümkün olsa da,
Çevirip dödürseler tarihi.
Kabrinde rahat uyuyamaz,
Ne Akşemsettin, ne Fatih’i.
Ne boğazdır, ne de camiler,
Asıl seni güzel kılan.
Senin ruhundu; O gitti,
Bir muammadır, geriye kalan.
Seni sevmiyorum artık,
Sevmiyorum ey İstanbul.
Git kendine yeni aşıklar,
Yeni yetme şairler bul...
Nizamettin Özel
Kayıt Tarihi : 13.4.2006 15:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)