Sen oradaydın, rüzgâr gibi
sokak lambalarında yanıp sönen
bir yaz akşamı gibi silik
ve ben hep biraz eksik…
Konuşmazdın, ama anlardım
bakışların eski bir mektup gibi
kat yerlerinden kırılmış
gizli bir pişmanlık taşırdı.
Ben geçerdim her gün aynı yoldan
ayakkabılarımda taş biriktirerek
bir şey demeden geçerdim
sanki sessizlikte sen saklıydın.
Bir çay bahçesi, unutulmuş bir ezgi
ellerimde üşüyen bir kahve fincanı
gülümsemeyi unutmuştum çoktan
sen geçince, her şey baştan yanardı.
Bilirdim,
bir başkasıydı yüreğini tutan
omuzlarına adını yazdığı
ve sen onu severken
ben içimden seni susardım.
Artık ne Maçka kaldı ne rüzgâr
bir semtin adında saklıyorsun kendini
geç kalınmış bir şarkı gibi
çalmadan bitti
duymadan sustu
ben seni unutmadan
sen beni hiç bilmeden
geçtik birbirimizin içinden.
Kayıt Tarihi : 30.4.2025 15:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!