Seni Seviyorum-Garip Çoban Sıradışı Hik ...

Engin Demirci
937

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Seni Seviyorum-Garip Çoban Sıradışı Hikmet Arayışları-Beyaz Şairler Kahvehanesi -www.beyazrenkler.org

Seni Seviyorum-Garip Çoban Sıradışı > Hikmet Arayışları-Beyaz Şairler Kahvehanesi -www.beyazrenkler.org

--------------------

Gölgemizde sessiz tanıklar bir an bin parçada birıkmiş
Boşluğun izinde anlatacaklarınız varsa
Mutluluğun tek anahtarı en büyük hayalinde gerçek olanda
Puslu mevsimlerin hüznünde kanayan umutlarını sarıyor duaların
Zaman ayarlı duygularda cehennem başkaları oluyor cenneti aramayanlarda

Gizli oturumlarında gece dertlerin hasbihali
Gark olduklarımızda çağlayanda buluruz kendimizi
Niyaz ettiklerimiz penceresiz bir oda
Soylu zamana yenik düşen tuhaf hem kapsanan hem kapsayan adımlarımızda
Zaten ağızda tat bırakmış kapıların gıcırtıları
Çoğalan ve birıkende iki biçiliyor belleği maşukun
Utandırıyor ortak sözcüklerimiz sevgilerin parçalarını yedikçe bellek

Gökkuşağını yedi renk mi sandın?
Aşkın rengi yeşildir hala renkmi seçer gözlerin
Aykırı aşk oyunları kötülük çağında
Duyarlı büyük acılar diplomasiyle dolu duygularda
Aşkın sıcağını görmeyenlerde ruh üşümelerinde acılar ışığını arıyor

Hor görülen ve aşağılanan masumiyetinde göç hazırlıklarımız
Tutkusunu kendi çıkarları için kullananlar yalnızlığa sürüyor yüzünü
Aykırı aşk oyunlarında adressiz yazılıyor mektuplar
Kendini sorgusuzca teslim edişin körlemesine katlanan sonunda tarifsiz yeminler

Küçümsenen aşk kırılma noktasında köle gibi bağlananda soyutlanıyor santim santim
Peki bu aşk kim?
Uzak bahçelerde bir üslup taşralaşan duygularda ilk bakışta aşk

Dört bir yanın çarpıyor gecemde birlikte yazdıklarımızla
Utandırıyor kırılan yanların gölgelerıne gömdüklerinde
düşlerinle bulutlarda yürüdüm
Yüzümü yere egdim seni seviyorum deyince
Gülümsüyordun boş gözlerle bakıyordum
İklimlerin konuşuyordu değişende bir kışın indi içime

Ruhum minarelerini her gün sabaha ezan sesleriyle ben açıyordum şehirlerin uyurken
Zarif bir ölümdü kıyılarında dolanmak için alıp başımı gitmem
Gizlerine erdiklerimde üşüyordun
Nefesinde yanan ateşinde itiraflarındı dalgalarının sesi
Dipsiz derinliklerinde yatan öncelerin arasında bir yerde duruyorum
Güneşin battığı yerden güneşin doğduğu yere bakarak kavrıyordum uyanan gözlerini

Bir şeyler oluyor, acaba doğru mu oluyor ruhumda
Dualarla ele alınması en belirgin zirveydı gecede askıya alınırken dünya
Öfkemi unutturuyor yüreğinden düşen gözyaşlarında dualarımın katreleri
Bir kez kalbinden geçirdiğin bende bulduğun musalla taşında yüreğin
Her gün zamana inat andıklarında hatırla zalim hırkasız dervişi
Yan yana oturtup birbirine tenden içeri bakan gözde düşündüğün şakirdinım
Her gün unutmamak için secdene ağu kattı dualarım
Kalbinden içeri her gün kilidini açmaya çalıştın maşuk yanında
Dualarının zerrelerinde başka bir şey vardı
Emeğimdin günah ne? çile ne? Bana ne!
Ben sana dünyanın değil yeryüzünün diliyle sesleniyorum

Yeniden düşünmek yalnızlığa çıkar sağlamadan dünyada kalacağın kadar istetiyor aşkı
El aman, dört kapım nasıl açılacak
Hikmetinden sual edilmez duaların
Marifetullahtan hissemi artırıyor seni buldukca secdemde
Buradan sonra nereye gideceğiz tevhid-i kıblenin basiretinde
Aynı safta toplanıyor mirası himmetlerin
Hür yaratılandadır Allaha ihtiyacı kadar kulluk yapan şakird
Üstünlüğünü bilmez maşuk minel ezel'de minel ebed'de şaki
İçerinden çıkıyor harpte alnını yere çakınca cebraili geçende şükrü eda ediyor
Bir rüya sona mı eriyor dünden bugüne değişenlerde
Mevcut durumunun devamını isteyenlerde ciddi bir düşüş dünyada
Yorumlaması çok anlamlı göçler

Hergün perdelerinden göç edip gelmiş ruhunda servetin
Kül olmuş sayısız kez duyguların
Benim kafamda bu işlere çok çalışır
çetrefilli bulmaca gibi hayatta bayılıyorum sadakate
Ne idüğü belirsiz bedenler arasında oturmaktan bunaldıkça
beni koynuna al diye yalvardın

Ne var ki işler sevgisizlikte kayba uğruyor
Her gün dünya işlerinin seni avutmadığını gördüm
Yüreğini dimdik ayakta tutmaya ayırdığında
uzaklığında içinden her duanda bir kez sevgilim diye sesleniyordu ruhun

Telas nedir diyordu kısmetini tende arayanlar
Her gün yol arkadaşım oluyorsun
Huzur adını saklıyor besmelenin dört kapısında
Şakirdle her gün helalleştikçe ruhum ruhunda virdlerin aşkınla

Bilmem nereye akıyor bu gönül
Hayat hikayeleri üçüncü tekil kişi ağzından dil'i geçmiş zaman kipiyle anlatılıyor
Dönüp dolaşıyor yol belki de her şey günlere dayanamadığı düşündüm
Her gün bir perdeyi aralamaya çalışıyorum
Hiç kaçırmam okuyorum inanır mısın?
Seni sevdiğimi sabahlara kadar seyrettiğim olur
Her gün bir kez neredeyim diye sordum kendime

Tesadüf bu ya her gùn acını tattım
Hiç kaçırmam gölgelenmiş peşine düştüklerinde
Her gün ah ettim bir kere, bir kere o ah'ı geri aldım müdavim yanından
Duygusal bir yanın gônlümde ağlamaklı oldu
Sisli bir perdenin çekiciliğinde sayfalarını gezdim
Sokaklarına dökülen harflerini yan yana dizdim ruhun duasında

Odaklanma geceleri çıldırıyorum rüzgarı duaların estiği zaman
Beni ben yapan ne?
Dediğimde bana çeviriyorsun yüzünü
Biliyorsun ilk sen verdın eski günahlarını şakird'e
Hatırlamıyor bir kôşede hırkasız dervış artık ışık gözlerine düştüğünde adını andığında

Nehre atlamak için kirpiklerinin kıyısında duruyor damla damla hüzünler
Belki de yine uyduruyorum
Kafamı kurcalayan bir soruda çok hoşuma gitmişti
Bahar kokuyordu şehrin surları düşünürken kucaklarken
İlk kez fark ediyordum kendimden puslu yüreğini
Arındırmaya çalıştırdıkların hatırladığım en eski zaman dilimi
Neresinden tutunacağını kestiremiyor bir cümle kuruyorum
Asıl bu muammam seni seviyorum

yed16:4922062009

__________________
Bilmeyenler ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun!

http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? t=19053

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 26.6.2009 12:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Engin Demirci