Bu kaçıncı yanışım Allah'ım,
Bu kaçıncı cuma'sı, ruhuma okunan selânın...
Bitmiyor içimi kemiren bu sevdanın ah-u zar-ı,
Asi olduğumdan beri gecelere,
Oda sarmıyor beni, kundaktaki bebek gibi döşeğine...
Kitaplarım kaldırıldığından beri,
Türküm boğazıma takılıp kaldığından beri,
Şiirim çalındığından beri,
Çok değiştim...
Ey Sevgilisizliğim;
Sözüm sana'dır,
Seni Şiir'imin bittiği yerde bekliyorum...
Yüreğimin yasin-i şerif makamısın,
Çünkü sen okundukça râhmet saçılıyor çorak topraklarıma...
Ömrümü gözlerine sadaka diye kurban ettiğim kahve gözlü dilber,
Seni uzak dağların yamacında,
Hayalleri elinden alınmış,
Kederi kaval sesinde beliren genç çobanın vuslat türküsünde arıyorum...
Seni, El/hamd/ûlillah makamındaki hâmd ile anıyorum,
Ben seni,
Ben seni filizlenmeyi bekleyen gonca'nın,
Güneş ile kavuştuğu,
Asırlardır barış ve kardeşliğe hasret bir kürdün insanlığı gibi seviyorum...
Seni Rabbe şükrümün, en kuytu köşelerinde gizliyorum...
Bahar'ın habercisidir gelişin ...
Gözlerin...
âh o ömrümün kırk yılını alan kahve gözlerin...
Susuyorum nice'dir,
Kalem yazmaktan bıktı seni,
Avaz avaz haykırırken yokluğunu aktar-ı cihan'a,
Herkes sağırdı...
Konuştukça vuslat büyüyor,
Büyüdükçe ben yok oluyordum...
Şimdi susuyorum Aşk'a...
Bilâl gibi,
Kerbelâ gibi...
Ey kimsesizliğim,
Birkaç satır önce seni, şiir'imin bittiği yerde bekliyorum demiştim,
Şimdi sana,
Fersiz gözlerimin dolduğu,
Belimin büküldüğü,
Ömrümün son selâ'sının okunduğu yerden sesleniyorum;
Seni seviyorum...
Faruk Yiğit ArazKayıt Tarihi : 14.3.2017 05:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!