Eksik yaşadığımız bu renkli göğün altında biz
Yırtılan göğsümüzü her gece şiirlerle yamadık
Kırmızı olup kanadık, yeşil olup coşkuyla çağladık
Bir sevdanın veda öpüşüyle ikimiz çocukça ağladık
Bu çelişki gezegeninde ne kadar ruhumu sana taşımak istesem de ışınlarına hep uzak kalıyorum. Sözcüklerimin kristalleri sana çarpıp geri dönüyor. Düşünceler tuvalimde seni beklerken, sevdam pusatsız acılara nasıl ve neden kapıldı bilmiyorum. Nasırlı yüreğimin öksüz yollarında bir başıma ayazlardayım, üşüyorum, konuştukça girdaplara atılıyorum.
Eğer kral olsaydım.! Çiğneyerek tahtımı
Memleketin halkını dizlerine sererdim.
O kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı
Bir tek bakışın için sana feda ederdim.
Eğer Allah olsaydım.! O heybetli, o derin
Devamını Oku
Memleketin halkını dizlerine sererdim.
O kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı
Bir tek bakışın için sana feda ederdim.
Eğer Allah olsaydım.! O heybetli, o derin




Yaşadığımız bu iklimde mevsimlerin uçarı yaprakları dökülse de birer birer dalından, bizim sevdamızın kökleri sökülmeyecek yerinden.
Uzun yazılarına alıştığımız sevgili Selahattin Yetgin'in güzel bir yazısını okumak, hele Antoloji'de okumak gerçekten keyifli.
Tebrikler arkadaşım.
Bazen bir şarkıda uzun soluklar alır insan. çocukluğuna, sevdalarına ve ailesine koşar sık sık. Bizler hayatın uzun ve zorlu patikalarında yüreğimizdeki sızılarla yaşamaya alıştırmadıkça kendimizi neye yarar nefes alıp vermek. Bu özlü sözlerinizde bana bunları yaşattığınız için teşekkürler.
Sevgiyle.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta