Ben neyin peşindeyim, geçmişin acılarının derininde dolanmak, benim neyime artık,
Hangi acıyı derininden çıkarıp öksüz çocuk ağlayışı gibi sevindirecek miyim, kendimi veya mavi bir şapka takıp palyoçoculuk mu oynayacağım?
Hangi acıyı hangi en derininden kış uykusuna yatmışken uyandırıp azdıracağım hırslarımı ve hangi acının intikamını kimden alacağım?
Hangi acıyı veya eski acılarından birini boncuklarla süsleyip şirinleştirecek miyim?
O zaman öfkelerimle kim uğraşıp bastıracak onun başını yere veya o eski acımın seçilmişliğimimle çocuk parklarına gidip, güle oynaya salıncakta mı sallandıracağım?
Düşündümde acıların gün ve tarih sırasına göre sıralanışlarını yaparken, beynimde neye göre değerlendirip, puanlayacağım onu, şirinlik sırasına göre?
Sen sevgili, sen bunların hangisini benle beraber yaşadın ki güle oynaya el çırpa çırpa, yaraladığın aşkın neresinden caydın?
Bir şeyler söyle bana da sadece ruhumun isyanlarından kurtuluşuma çare bulacağım…
Kim acılarıyle parklara gidip salıncakta sallanabildi veya hangi acımızı bir başkasına yamayabildik?
Oysa zaman zaman mezar ssizliğinde sakinleşmiş olarak bekleyen öfkelerimizi bastırmak için kime yükleyecektik sebepleri?
Sevmenin acımasızlığa uğrayan zamanlarını yaşamak elbette insanın içine zehir akıtırdı. Ama ruhun sakinleşmesi için pürteleş daha ne kadar sükünet zamanına ihtiyacımız vardı?
Evet sen sevgili, şehirleri yakıp yıkarken gidişinle, arkada bıraktığın bir yığın yıkılmışlık iskeletle, beni yalnızlığa terk ederken mi “seni en çok sevdim” dedin?
Doğrudur, yıkılmışlıkların içinden çıkmaya çalışan darmadağın bir ruhla her ölünün de bir zamanalar onuru vardır…
İşte o ölülerin ruhları da seni huzur içinde bırakmazdı. Sen bunu unuttun, galiba…
İşte yıllar geçti ben hâlâ o yıkıntılardan çıkma çabasındayım.
Seni de biliyorum son halini, ama buraya yazmamam da benim onurum.
Yazamam seni, yazgılarınla birlikte artık…
Senin ve benim ayrılığımız zaten yazgının ayrılığı idi ve ben o yazgı ile yaşamaya çalışıyorum ama gerisini sen de biliyorsun, ben inanıyorum…
Her canlı yangın yerinden yanıklarla çıkar…
İşte esas yazgı bu olmalı sanırım…
Kayıt Tarihi : 22.12.2014 13:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
O zaman öfkelerimle kim uğraşıp bastıracak onun başını yere veya o eski acımın seçilmişliğimimle çocuk parklarına gidip, güle oynaya salıncakta mı sallandıracağım? Düşündümde acıların gün ve tarih sırasına göre sıralanışlarını yaparken, beynimde neye göre değerlendirip, puanlayacağım onu, şirinlik sırasına göre? Sen sevgili, sen bunların hangisini benle beraber yaşadın ki güle oynaya el çırpa çırpa, yaraladığın aşkın neresinden caydın?

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!