senin baş ağrından bana ne?
benim diş ağrımdan
senin haberin oldu mu?
beni anlamak zordur bayım.
dün gece açıkta yatmışın
belli boynunu ağrıtmışın...
iyice yaz gelmeden
birde dondurma yemişin
iyi de halt etmişin,
kalaylayıp duruyorsun herkesi...
sevgili aramak yolunda kin
nışadırsız tam bir kıyım.
bana bak, özel tuvalet kapılarının
arkasına şair diye şiir yazan
tosun musun nesin?
ne iş o "koysun"-"moysun"?
haddini bil, koparırım dilini bilesin.
bazıları eğlensin diye
kazılmaz ki koca bir şehir...
bazıları beğensin diye
yazılmaz ki upuzun bir şiir...
seni okumak zorunda mıyım? tosun.
ilk göz ağrın da ben değilim
her seher vakti kâlbin ağrısın
şatafatlı bir romantizmden anlayasın.
senin romatizman da yok
ayakların ağrısın da,
benim gibi kerâmetli olasın
yağmurun ne zaman yağacağını şıp diyesin.
haydi sana gülegüle tosun
bana da eyvallah doysun
yarın kar yağacak haberin olsun.
Ahmet Durgut
Kayıt Tarihi : 11.4.2022 19:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
geçen gün çarşıdaki tuvaletlerden birine girdim mecburen hacet sırasında bir de baktım ki, kapının arkasına yazılmış upuzun bir (!) şiir.... demek ki hâlâ sağ bu şair bozuntusu. 1950 yılından beri yazıp duruyor.... kışladaki, meydanlardaki, camilerdeki, umuma açık bütün tuvalet kapılarının arkasına.... hacetine oturanlara reklâm ve sataşma okutması. aynı adam mı diye dikkat ettim, aynı adam. imza aynı..."bunu yazan tosun, okuyana koysun" demek ki dolmuşum...eve gelince beş dakikada yazdım ve rahatladım. mesele budur yani.
TÜM YORUMLAR (1)