bin türlü geçmeni istedim
bir türlü geçmek bilmedin.
üstüne üstlük beni hüzne buladın,
hasretin kızgın yağına attın.
sen çekip gittin ben hala ateşin üstün de kala kaldım,
yanmakla kalmadım köz oldum
oda yetmedi sana kömürleştim toprak dahi kimsin der gibi.
yaban yaban beni bilmemezlikten geldi.
yağın tabiatı ateşe dayamadı bitti toz oldu..
senin bu yokluğun dan tava şikayet ci,
altın da yanan ateş şikayet ci
bi için de bulunan ben şükürcüyüm..
ne tuhaf değilmi..
ses etmedim..
düşün sene bir,
seni ne ölçüsüz sevmişim.
kızamıyorum,
küfredemiyorum,
söylenemiyorum dahi..
anca susma sevdasına kapılmış balıklar gibi
denizden karaya çıkmaya çabalıyorum
sanki çıkınca seni bulacakmış gibi çırpınıyorum.
ey gökte uçan martı senin karnın açıkmadımı,
şu tabiatına ters duran balığı tutup yesene.
yedirsene yavrulanırına.
o kurtulamıyor benden,
sen kurtarırsın belki hani belki,benden onu.
benim bir şikayetim yok onu sevmekten bıkmam ki ben.
ama o sevilmeyi yediremiyor.
kendine..
alfabenin ilk harfine değince sen.
tüm sözleri tüketip bir seni bırakmaya az mediyorum..
anlamıyorum..
bu sevmelerin derecesi ne..
yoksa derecesimi bozuldu da..
aklımın kös kös susuyor sen diye başlayan her şeye..
ey yolda hızlıca gecen araba bakma önüne..
ez şu kendini bilmezi..
kime duymasın da galiba içim de iki ben belirdi.
sürekli seni tartışıp,olmadık kavgalara tutuşuyoruz.
geometri gibi tamınsız kuralların eşiğinde seni kavramaya çalışıyoruz.
içim deki öteki onu niye seviyorsun diyor
ben olan ben bir nedeni yok diyorum.
seni ne bir çünküye ne bir nedene kilitleyemiyorum.
aşka ihanet etmeme gibi bir gayretim var benim.
Kayıt Tarihi : 14.4.2013 03:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!