Gönlümde gizli sevdam alnımın yazısıydın
Nazar ettiğin yüzün dermansız sızısıydın
Yüreğin inci mercan sedefler dizisisiydin
Hayalimde suretin, düşümde ninni sesin
İki cihan helalim seni kimse bilmesin
Adın kutsal yeminim, varlığın bende sırdır
Mertliğin dile destan yıl değil yüz asırdır
Öyle bir akit ki bu, can ölüme hazırdır
Zulümler bu destanı harap edip silmesin
Yüreğimde giz sevdam seni kimse bilmesin
Özlemin zirvesinde varlığım deli aşık
Talan olan bahçede ruhum asi sarmaşık
Öksüz gecelerimi şefkatle saran ışık
Bana bir selam gönder düşlerim gülümsesin
Mahzun bakışlı sevdam, seni kimse bilmesin
Ellere mahrem sırrım efsununda haklıdır
Akşam yıldızlarında yeminimiz saklıdır
Sende kalan gözlerim ellere yasaklıdır
Tenime lisan olmuş gül kokulu nefesin
Esmer gülüşlü sevdam seni kimse bilmesin
Evvel kuru dal idim gül sinende yeşerdim
Kendimi sende buldum aşkın sırrına erdim
Kargülü ALMILA’yım, değişirsem namerdim
Yeminimden dönersem bahtım bana gülmesin
Yağmur yürekli sevdam seni kimse bilmesin
...........................04.12.2006 iSTANBUL
(ŞİİRKOLİK şiir yarışması 3. sü)
Kayıt Tarihi : 11.12.2006 10:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
NURAY ALPER'DEN Şiir; okuyanın 'idrak ve kapasite' ölçüsünde değil, hâlin derinliğinde ele alınan bir yolculuğun gidiş şekli/yönü olmalıdır-... Yemeği, onu hiç yapmamış bir elin lisanından dinleyemeyeceğimiz gibi, şiiri de erbabı olmayana ve ona bakmayı bilemeyene dinletemez, anlatamayız.... Şair O'dur ki; kendini ilgilendirmeyenle şiiri ve duyguyu yargılama cürretinde bulunanın ölçü ve kapasitesinin peşine düşmez...Vicdandan bahseden fakat buna aykırı olan özgürlüğün sanal ortamdaki sahne arkasını da merak etmez. Bir de çiçek bahçesine benzer ki; bu bahçede kimi zaman zambak, bazen gül, papatya; bazen de zakkumları barındırır.... Zambak'ı güle tercih eden bir yüreğe bunu neden böyle yaptığını sormak, O'na giden yolda kalemden damlayanı irdelerken kelamı idam ettiğini zan etmek; bu yangı ile şiirdeki asil duygulara meftun gözleri boyama cüretine girmek ancak ve yalnız sefalet belirtisidir.... Şiir bu günü değil; özlenen, düşlenen, vuslata giden ve belki de imkansıza odaklanan yolu yazar... O'nu yakasından tutup silkelemek, ona varoluş nedenini sormak, sıkıntı ve sürûrunu inceleme gafletine düşmek O'ndan uzak olanların yapacağıdır. Necip Fazıl'ın bedeni çürüdü ancak gönlü ve ruhu; çağa değil çağlara hükmetmektedir.... Ardında bıraktığı ise yaşanmışlığını sorgulayan bir zihniyet değil, sanatı ve kaleminden doğanların ışığıdır....O kalem de çürüdü. Yazmalısın! Daha güçlü şimdi, daha dik haykırmalısın beden ötesini...
![Sevim Yakıcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/11/seni-kimse-bilmesin.jpg)
Talan olan bahçede ruhum asi sarmaşık
Öksüz gecelerimi şefkatle saran ışık
Bana bir selam gönder düşlerim gülümsesin
Mahzun bakışlı sevdam, seni kimse bilmesin
Yazan bu kalemin sahibini, yani sizi can-ı gönülden kutluyorum.. Çok etkileyiciydi..
Türk nazım örnekleri arasında yer alacak örnek bir eser.
Nakarat dize kullanılmadan, “ ….seni kimse bilmesin” redifi ile yazılmış mükemmel bir muhammes.
Uyak durak ve yazım hatası olmayan bir şiir.
Son dört bentte “sevdam” olarak ifade edilen ve bilhassa saklanmak istenen sevgili, birinci bentte “helalim” olarak ifade edilmiş. Sevgiliyi giz olmaktan çıkaran bu bir kelime bilhassa konulmuş olmalı.
Yeminimden dönersem bahtım bana gülmesin
Yağmur yürekli sevdam seni kimse bilmesin.
Bilmedik. Sevdanızın yüreğini tanıdık. Rahmet yüklü bir yürek.
Seslendirme de oldukça başarılı.
Tebrikler özgün kalem.
TÜM YORUMLAR (25)