Seni Kim Gönderdi
sende ne var
bilmiyorum
diğerlerinde olmayan
gülüşün derinden geliyor
sesin de öyle
yüreğinden
içimden bir ses
içimden
işte bu
işte diyor
sende ne var
bilmiyorum
yüzün ışık
ışık gül yüzünden geliyor
işte bu diyorum
işte bu
içimden bir ses
içimden
“seni kim gönderdi”
kim gönderdiyse gönderdi
akşam karanlığı çökerken şehre
güneşim karşımda duruyor
yani böyle şeyler oluyormuş
içimden bir ses
içimden geçenler
“içinden geçenler” diyor
seni daha önce gördüm mü
sokakta alışverişte
ya da bir kıyı kasabasında
belki adada
belki de
herhangi bir yerde işte
neden olmasın
neden olsun
düğünde
bir düğün arabasında
bir yerlerde görmüş olmalıyım
nerede nasıl
yüzün gözün yabancı değil
sanki sen ben
ben sen
liseli aşıklar gibi
sana öylesine yakınım ki
dizinin dibinde
gözünün önünde
izin ver sana aşık olayım
yalanım varsa
yalanım yok
toprak olayım
taş olayım
sen bilme
ne olur bilmezden gelsen
yeri ve zamanı değil
biliyorum
böylesi çok zor
beni sarsıyor
ne söylesen
sende ne var
bilmiyorum
çok uzaklardan gelmiş gibisin
çok uzaklardan
aşmışsın dağları denizleri
yüreğimin kıyısına
peri kızının kanatları sende
tılsımı sende
ufukları delmiş gibisin
sen
evet sen
tanıdım şimdi seni
komşu köyden
patika bahçenizden geçerdi
ben bahçenizden
görürdün
görmezden gelirdin
bilirdin bilmezden
çatallaşan nehir gibi
saçların iki örgü
saçların beline kadar inerdi
sen nehrin kıyısındaydın
ben nehrin kıyısı
gölgen suya değdiğinde
su gölgene boyun eğer
gölgen bir kuğuya dönerdi
geçen yıllara inat
şimdi geçmişsin karşıma
yedi kat yabancı
hiç tanımazmış gibi duruyorsun
insan ne için yaşar ki
ne için
niçin
bu duygu kahrediyor
biliyorum artık
“seni kim gönderdi”
yüreğimin kıyısında yüreğin
yüreğime sığmıyorsun
kimseler yokken
haykırmak istiyorum
bazan dilimin ucuna kadar geliyorsun
kahretsin
beni deli ediyorsun
içinden geçenler
“içimden geçenler”
biliyorsun
Kayıt Tarihi : 11.6.2006 20:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!