Seni İstiyorum...
Seni istiyorum dedim,
Bir çocuğun gökyüzüne baktığı masumlukla,
Bir annenin duasına gizlenen umutla,
Bir denizin kıyısına vurmuş dalga kadar çaresiz…
Adını içimden söyledim,
Sanki rüzgâr duysa da seni bulup getirecek,
Bir yıldız kaydı o an, dilek tuttum —
Adın, dudağımda bir dua gibi kaldı.
Bilirsin, ben sevmeyi abartırım biraz,
Bir bakışa ömür, bir gülüşe dünya sığdırırım,
Ama sen...
Sen bu yüreğe sığmadın, taşırdın sınırları.
Gözlerinle başlıyor her sabah,
Yüzünle bitiyor gecenin karanlığı.
Sen susunca şehir de susuyor,
Kuşlar bile uçmuyor, sanki her şey seni bekliyor.
Seni istiyorum dedim,
Bir gülüşünle yeşeren toprak gibi,
Bir bakışınla ısınan kış gecesi gibi,
İçimde bin bahar açtı o an.
Ne aklıma söz geçti, ne kalbime yas,
Bir bakışın yetti — ömrümün sebebi oldun.
Ama anlatamadım…
Ne söze döküldü halim,
Ne yüreğimin yangınına su bulabildim.
Bir kelimeyle başlayan bir ömürlük sessizliğe düştüm.
Yokluğunda saatler durdu,
Gözlerim seni ararken, dünya bir perdeye dönüştü.
Geceleri yıldızları sayıyorum,
Her birine senin adını veriyorum,
Ama hiçbir yıldız, gözlerindeki ışık kadar parlamıyor.
Sen uzaklardasın,
Bense aynı şehirde, ama senden fersah fersah uzağım.
Bir selâmına hasret, bir tebessümüne tutsak.
Seni istiyorum dedim,
Ama bil ki bu istek değil,
Bir dua, bir yakarış, bir teslimiyettir.
Senin olmadığın her an,
Eksik atan bir kalp gibiyim —
Ne ölebiliyor, ne tam yaşayabiliyor.
Bir sokak lambasının altında seni bekledim,
Bir göl kenarında seni düşündüm,
Bir yağmur damlasında seni aradım.
Her yer sendi,
Ama sen hiçbir yerde yoktun.
Sana şiirler yazdım,
Her mısrasında bir yanım eksik,
Her kelimesinde adın saklı,
Ama imzamı atamadım;
Korktum belki, seni kaybetmekten değil,
Senin hiç bilmemenden.
Bir şiir yazıyorum şimdi,
Her dizesi seni anlatıyor,
Ama kimse bilmesin istiyorum,
Çünkü bilseler, seni de isterler —
Benim kadar olmasa da,
Yine de kıskanırım…
Senin adını bile bir başkasının dudaklarında duymaya dayanamam.
Seni istiyorum dedim,
Ama sahip olmak için değil,
Bir defa “ben de seni” deyişini duymak için.
Bir anlık sıcaklığınla, bir ömürlük yanmayı kabul ettim.
Platonik sevda dediler,
Oysa ben, sevdayı seninle tanımladım.
Bazen rüyama geliyorsun,
Elini uzatıyorsun, tutuyorum.
Sonra uyanıyorum,
Ve o an, gerçekliğin en keskin haliyle vuruyor beni:
Sen yoksun…
Ama ben yine de seviyorum.
Bir gün, belki yıllar sonra,
Bir şiir okursun, “tanıdık bir sızı” dersin.
Belki de o an anlarsın,
O şiirde gizli olan adını,
Ben yıllarca nasıl taşıdım içimde,
Nasıl sustum, nasıl yandım,
Bir tek “seni istiyorum” diyebilmek için.
Ve şimdi,
Gecenin en sessiz yerinde,
Bir mum ışığı gibi yanarken kelimelerim,
Ben hâlâ aynı cümlede takılıyım:
Seni istiyorum dedim...
Ne eksildi sevgim, ne çoğaldı umut,
Zaman geçtikçe ben büyümedim, aşk büyüdü içimde.
Bir bakışın hatırına nice geceler uyumadım,
Nice satırlara adını gizledim.
Bir gün olur da bu satırlara denk gelirsen,
Bil ki bu sözler bir delinin değil,
Bir âşığın kalbinden dökülen duvar yazılarıdır.
Ve o kalp, hâlâ seninle çarpıyor uzaktan…
Seni istiyorum dedim,
Çünkü senden öte bir dil bilmiyorum.
Ne tarifi var bu hâlin, ne çaresi.
Bir uçurumun kenarında,
Adını haykırırken buluyorum kendimi,
Sesim yankı oluyor, dönüp yine bana çarpıyor.
Olsun…
Varsın duymasın dünya,
Varsın bilmesin kimse,
Ben razıyım bu sessiz yanışa,
Yeter ki sen iyi ol, yeter ki sen gül.
Ben her gülüşünde yeniden doğarım.
Ve şimdi,
Bu şiirin sonunda,
Ateşin külleri arasından
Bir imza bırakıyorum zamana,
Bir sevdanın adıyla yanmış kalbimden çıkan o son sözüyle:
— Kul Ortak
“Ben seni istedim, ama senden gizlice…”
KUL ORTAK
Baki OrtakKayıt Tarihi : 23.11.2025 00:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!