Taşoluk tan kopup ta Ankara’ya geleli
Sevgili ah bir bilsen nasılda perişanım
Sanki gönlüm kudurmuş kudurtulmuş bir deli
Ne yapsam bilmiyorum geldiğime pişmanım
Evvelce bilmediğim rastlamadığım bir hal
Dudağımda titriyor kelimeler cümleler
Tüm cevapsız sorular bende şimdi bir hayal
Yaşanmamış bir hayat susturulmuş emeller
Ve hatta dışım benim içime düşman şimdi
Peşimde gezen katil, peşimde gölge adam
Düne kadar yaşanan hatıralar benimdi
Bu gün gelecekle de bozulmakta bak aram
Lakin her şeyin özü özümde gizli bir sır
Kelimeler muayyen hayaller nihayetsiz
Ve bir gün ve bir mevsim ve beklide bir asır
Hayat zamana mahkûm hayal zamanda bir iz
İçimde kabaran şey bir meçhullük duygusu
Kafamda örümcekler ve örmekte ağını
Gözlerimde kıpırtı bir yorgunluk uykusu
Zaman ki kemirmekte hızla gençlik çağını
Dermandan kesilmeden benim zinde vücudum
Bu anlamsız gidişe bir çare bulmalıyım
İki şık var ya yokum ya da yoktan mevcudum
O esrar perdesini yırtıp kurtulmalıyım
İnan bunlar ne sitem nede hal tercümesi
Ve hatta nede sana kızgınlığım değildir
Halimin mısralara yansıyan ifadesi
Duygulardan mürekkep bir iğreti şekildir
Sen ki bunu bilmezsin bu halin cahilisin
Bana aşina olan her şey sana yabancı
Ve sen artık gözümde insan bile değilsin
Sen bir hissin bir sembol içimde tüten sancı
Üzülme aradığım vatanı buldum, buldum
Üzülme ıstırabım artık senden yanadır
Ömrün maverasında bir toz gibi savruldum
Ne garip ki hasretim bulduğum vatanadır.
Ey yar seni keşfeden fetheden bulan benim
Bir yar ki o sadece hislerimin simgesi
O vatanda eriyip tükensin şu bedenim
Ve ey vatan ruhumda mezara gömülesi
Rüyalarım sabaha uzanan rüyalarım
Rüyalarım gerçekle yalan arası hayat
Rüyalarım grupta hep yanan rüyalarım
Rüyalarım ne olur bu faslı artık kapat
Sayfa aç rüyalarım başka bir hatıra yaz
Ve orda mutluluktan, gülden, bülbülden anlat
Sanma ki istediğim sen bana imtiyaz
Benden ister bahsetme ister beni kaldır at
Anlat şarkılarımın nağmelerinde ahenk
Senden bir iz, senden bir his ve senden düşen uyum
Kırmızı gül, sarıçiçek, mor menekşelerde renk
Çizdiğim tablolara sensin üşüşen uyum
Rüyalarda gördüğüm cinnet faslı kapansın
Artık hayat beni de kucaklasın neşeyle
Eskimiş tüm anılar tan ağarırken yansın
Bir gün daha istemem gelmesin endişeyle
Mademki bu dünya bir tezatlar dünyasıdır
Bir ucu çile ise bir uç neşe olmalı
Ve ey rüya gerçekleş şimdi tam sırasıdır
Ve artık sabrım bitti bir çare bulunmalı
Arzuladığım rüzgâr girmeli penceremden
Perdeler kollarını açmalı rüzgârlara
Son nefes ve son çığlık çıkmadan hançeremden
İçimdeki yalnızlık uçmalı rüzgârlarla
Şu rüzgâr hikâyesi bir hikâyemsi gerçek
Seni getirmeli de seni sunmalı bana
İnanıyorum ki o bir gün gerçekleşecek
Bu gönül mutlak bir gün kavuşacaktır sana
Ilık nefesinde aşk, sevgi ve mutlulukla
Penceremden rüzgârlar misali girmelisin
Yeni bir his, yeni ses, yepyeni bir solukla
Kaybolan yıllarımı geri getirmelisin
Kaybolan yıllarımı, kaybolan yıllarımı
Sensiz geçen her anı şimdi senden isterim
Yaşanmış, yaşanmamış tüm hatıralarımı
Gün, ay, yıl hesabı yok ve hep birden isterim
Seni isterim evet seni isterim asıl
Rüzgârmış, rüya imiş bunlar birer bahane
Şimdi başka esinti sarsıl bedenim sarsıl
Başka bir sayfa çevir artık be hey divane
********************************
O sayfa bir çukur, bana bir kuyu
Ey sevdiğim sana cennet bahçesi
İçimde bir düşman böler uykuyu
Sana şerbet sunan çoban çeşmesi
Ey güzelim,ey sevdiğim ey sevdam
Pembe gülüm ve al gülüm, sümbülüm
İçimde beslenen bu aşk bir yamyam
Ben neşeden mutluluktan öksüzüm
Ağzımda garip bir kıpırtılı ses
Dışımda bedeni izleyen gölge
Son dem, bu son fasıl ve bu son nefes
Yolda beni geçmek isteyen gölge
Ey sevdiğim bütün renkler sendedir
Mavi, sarı, pembe, siyah, kırmızı
Bu dünyada en deli aşk bendedir
Ve sensin dünyamın kutup yıldızı
Sen beni anlasan ah bir anlasan
Lakin ne garip ki her şey bende sır
İstersen deli de, ister çılgın san
Ömür boyu kanayacak bu nasır
Elemim bitmesin, çilem bitmesin
Dünya etrafımda bir daha dönsün
Kelimeler dudağımda titresin
Ve bu itirafım dudakta sönsün
Kim çözer bilemem kim bu şifreyi
Kim açar bilemem sır perdesini
Deve sandım küçücük bir pireyi
Oda bana taktı bak çelmesini
İzine rastlamak bir hayal şimdi
Sesin kulağımda yankılanmakta
İçinde olduğum berbat hal şimdi
Bana bir sensizlik ısmarlamakta
Zaten bu son demde hayat bitiyor
Şimdi tüm umutlar, hayaller tutsak
Kafamda bir akrep beynimi yiyor
Bilmem çıldırmaktan nasıl kurtulsak
Ey güzelim, ey sevdiğim ey sevdam
Pembe gülüm ve al gülüm, sümbülüm
İçimde beslenen bu aşk bir yamyam
Ben neşeden mutluluktan öksüzüm
Birde senden uzak oluşum var ki
Gözlerim yollara saplanır her an
Ve içimde aşkın öyle bir nar ki
Yandıkça beynimden çıkıyor duman
Ağzımda garip bir kıpırtılı ses
Dışımda bedeni izleyen gölge
Son dem, bu son fasıl ve bu son nefes
Yolda beni geçmek isteyen gölge
Rüzgârın ıslığı kulaklarımda
Ecelin sesini öttürsün asıl
İsminle titreyen dudaklarımda
Bir ömür boyunca sürsün bu fasıl
İstemem ne sabah ne sensiz güneş
Sensiz doğan güne lanetler olsun
Bir çile ki kabir azabına eş
Söyle ki bu adam nasıl kurtulsun
Sen beni anlasan ah bir anlasan
Lakin ne garip ki her şey bende sır
İstersen deli de ister çılgın san
Ömür boyu kanayacak bu nasır
Ey sevdiğim bütün renkler sendedir
Mavi, sarı, pembe, siyah, kırmızı
Bu dünyada en deli aşk bendedir
Ve sensin dünyamın kutup yıldızı
İnsan meğer neymiş, bir kan pıhtısı
Dünya meğer altından bir kafesmiş
Umutlar yerlerde cam parıltısı
Bu hayat bir tek ses ve tek nefesmiş
Geçmişi eskiten zamana hıncım
Ve sitemim sana ey sevgili yar
Arttıkça artıyor bu meçhul sancım
Çaresi yok gezsem de diyar, diyar
Lale, sümbül, mor menekşe, al çiçek
Hayalimde seni andırır ancak
Görüyorsun çile yüklü gelecek
Ve yarınlar diken dolu salıncak
Ey güzelim, ey sevdiğim ey sevdam
Pembe gülüm ve al gülüm, sümbülüm
İçimde beslenen bu aşk bir yamyam
Ben neşeden mutluluktan öksüzüm
Rüzgârın ıslığı kulaklarımda
Ecelin sesini öttürsün asıl
İsminle titreyen dudaklarımda
Bir ömür boyunca sürsün bu fasıl
Akıttığım gözyaşıyla yıkanan
Tertemiz bir dünya al senin olsun
Seni böyle seven ve böyle yanan
Bu gönül ne olur artık kurtulsun
Nasıl bir duygu bu kalp paramparça
Nasıl bir aşk ki bu aldattı beni
Sam yelini çizmek isteyen fırça
Hırçın bir fırtınaya kattı beni
Ki ey masal ülkesinden gelen kız
Beni bu vatandan götürmez misin
Her şeyimi çalıp yok eden hırsız
Artık bu çileyi bitirmezsisin
Anladım, anladım artık anladım
Bu cefadan kurtuluş yok besbelli
Çok aradım bir çare bulamadım
Sen ey rüzgâr artık es deli, deli
Rüzgârın ıslığı kulaklarımda
Ecelin sesini öttürsün asıl
İsminle titreyen dudaklarımda
Bir ömür boyunca sürsün bu fasıl
Allah’ım ya güldür ya öldür beni
Sana niyaz edip yalvarıyorum
Tez zamanda kabre koy bu bedeni
Başımı sokacak yer arıyorum
**************************
Ne sen varsın şimdi, nede sensizlik
Felç inmiş bir hasta gibi hissizim
Evet, bu hal belli artık DELİLİK
Şimdi akıldan yana çaresizim
Ellerim saçımı yolan ellerim
Ve ağlamaktan kan çanağı gözüm
Bir mum gibi eridi emellerim
Gırtlağımda düğümlendi son sözüm
Cinayet bu, hatta ondanda öte
Duygular çarmıha gerildi yine
Bir kemik misali atıldı ite
Bir kemik misali ve leş yerine
Aklı delilikle bir tutan kafa
Deliliği akla tercih etti bak
Şimdi mantığı da kaldırdı rafa
İstediği tek şey ruhu yaşamak
Tüm çabalar sana ey sevgili yar
Yaşanmak istenen ve yaşanan an
Aradığım senden öte bir diyar
Ve öyle bir zaman öyle bir mekân
Önümde uzanan şu yollar sensin
Arkamda uzanan yollarsa ömür
Sen dudaklarıma Haktan busesin
Ruhum seni hissederek övünür
Ne ki dünya denen bu garip âlem
Gözümü perdeyle kapatan leke
Ezel ebed deryasında şelalem
Çokluktan alarak götürür teke
De ki; ey yar sen kim değilsin kimsin
Adın ne sanın ne aradığın ne
Sorular içime iyice sinsin
Sorular cevapsız kalmasın yine
Ey güzelim, ey sevdiğim ey sevdam
Pembe gülüm ve al gülüm, sümbülüm
İçimde beslenen bu aşk bir yamyam
Ben neşeden mutluluktan öksüzüm
Rüzgârın ıslığı kulaklarımda
Ecelin sesini öttürsün asıl
İsminle titreyen dudaklarımda
Bir ömür boyunca sürsün bu fasıl
Kayıt Tarihi : 22.12.2009 08:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!