Seni İçime Sığdıramıyorum

Eski bayramlar gibi,seni içime sığdıramıyorum.
Ve bazen uyduruk bir heyecanla sevgiyi içimde hissediyorum...
Seninle güzeleşiyordu hayat ve geçtiğim yerlerde kokunu alıyordum.
her parfüm dükkanlarına girdiğimde kokunu arıyordum.
Ne zaman seni görmek istesem yağmur yağıyordu ve geceleri ıslanıyor gibi sessizce yürüyordum üzerimdeki aşk gömleğiyle.
Yürüyordum alabildigince,Sokak lambaları altında koca bir sehir üzerime geliyordu.
Birden düşmanlarım arttı,gecenin diger yüzüne ve kap karanlık gösteriyordu ay ışığına rağmen.
Arıyorum seni gökyüzünde, yıldızların faydası yok!
Aşkın diğer yüzünü arıyorum, karşılaştığım şey acı...
Yorgunum, bitkin ve çaresiz bir bedenle.
Mutluluklarım bedenenimi birer birer terk ediyor, biraz hüzünle biraz acı ve sonu olmayan bir ayrılıkla.
Bütün heycanımı kaybettim.
Gitmem, dönmeyecek olmam,sonra yüzündeki ifade, beni benden alıyordu,bir rüzgârla savurluyor saçlarında, sürükluyordun her gittigin yere ve beni kendinle sür'güne götüruyorsun.
Ve zihnimde kalanlar,boş bir çerçeveden ibaret değildi, resmin yoktu,lakin koskocaman seni anımsatacak bir duvar vardır.
Ya da zihnimin yansıması olarak,harika bir görüntü gibi, gözlerimde canlanıyorsun bütün o eski yaşamışların bedenimi esir ediyordu.
Ve sana dönmek istercesine hayalin gözlerimde canlanıyor.
Şimdi çöl misali yüreğim, bedenim utanışıdır aşktan.
Sonsuzluk yüreğimde derin yaralara,derman olmayacak bir ayrılıkla boğuşuyor.