Seni Eskiler Gibi Sevmek Geliyor İçimden

Seni eskiler gibi sevmek geliyor içimden
Sabahın soğukluğuna aldırmadan evden çıkıp, sıcak ekmek almak gibi
Ayazda kimseye göstermeden, kapında oturup sabahlamak,
Doğduğun günde bir muhabbet kuşu hediye etmek gibi mesela

Seni eskiler gibi sevmek geliyor içimden
Şehrin tüm pazarlarında boş arabacılık yapmak gibi
O gün aç kalıp, gümüş olmayan bir kolyeyi sana beğenmek,
Sonra edebimden utanıp da verememek gibi mesela

Bir de okul sıralarına adımızın baş harflerini kazımak
Radyoda çalan tüm şarkılara ikimizi yakıştırmak gibi.
Şarkılardan masumca çaldığım sözlerle içimden sana şiirler yazmak,
Sonra karşına geçtiğim zaman ise dilimin tutulması gibi mesela

Her gördüğümde seni, yüzümün biraz kızarması gibi
Bir açık hava sinemasında birlikte, portakallı bir gazoz içmek gibi
İzlediğimiz her filmde, seni en güzelin yerine koymak
Senin için ettiğim her kavgadan da kendimi haklı çıkarmak gibi mesela

Seni eskiler gibi sevmek geliyor içimden
Ayakkabımın yırtık yerini senden saklamak gibi
Küçük bir pastanenin en dip masasında birlikte oturup muhallebi yemek,
Sonra param yetmez belki diye de ikinci çayı isteyememek gibi mesela

Bazen sen yanımdan gittiğinde, seni yine özlemek gibi
Kokulu mektuplarını annemin masura kutusunda saklamak gibi
Sana yazacağım gecelerde, herkesin uyumasını beklemek,
Gaz lambasının titreyen alevinde, donmuş mürekkebimi ısıtmak gibi mesela

Seni eskiler gibi sevmek geliyor içimden
Büyüyünce postacı olmanın haklı hayalini kurmak gibi
Sana yazdığım tüm mektupları artık rahatça getirebilmek,
Beni dantelli bir perde ardında beklerken sen, o güzel gözlerini görmeyi ümit etmek gibi mesela...

Olur ya hani bazen de kırıldığım bir zaman,
Sırtıma ceketimi alıp şehrin tüm sokaklarını karış karış dolaşmak gibi
Sonra da göz göze geldiğimiz o anda, sana kurduğum tüm cümleleri bir çırpıda söylemek gibi
Seni eskiler gibi sevmek geliyor içimden, hiç eskimeyecek gibi mesela…