Seni Duyuyorum Tınlayan Seste

Nihat Yücel
232

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Seni Duyuyorum Tınlayan Seste

- Kasım/97 de yitirdiğim eşime

Seni duyuyorum tınlayan seste
Gök yüzümde yıldız olup gel artık
Yokluğun bellidir her bir nefeste
Sensiz ömür çekilmiyor bil artık
Seni duyuyorum tınlayan seste

Sensiz ömür çekilmiyor bil artık
Ne yapsam ne etsem çile bitmiyor
Her gece düşüme girde gül artık
Gece gündüz gözlerimden gitmiyor
Sensiz ömür çekilmiyor bil artık

Gece gündüz gözlerimden gitmiyor
Bir gelip görüntün birden gidiyor
Bu acılar çekilmekle bitmiyor
Bana en olmadık haller ediyor
Gece gündüz gözlerimden gitmiyor

Bana en olmadık haller ediyor
Ne günler geçirdik kötü ve iyi
Daha kıskançlığı sürüp gidiyor
Ondan özge ben sevmedim kimseyi
Bana en olmadık haller ediyor

Ondan özge ben sevmedim kimseyi
Bunu bilir yine hesap soruyor
Ondan öğrendim ben bu türlü sevmeyi
Karşıma dikilip dimdik duruyor
Ondan özge ben sevmedim kimseyi

Karşıma dikilip dimdik duruyor
Bu acunun giysisini at diyor
Beni alıp yerden yere vuruyor
Çok geç kaldın gel yanıma yat diyor
Karşıma dikilip dimdik duruyor

Çok geç kaldın gel yanıma yat diyor
Birlikteydik gel birlikte olalım
Gel sevgini sevgimize kat diyor
Gel sevgiyi sonsuzlukta bulalım
Çok geç kaldın gel yanıma yat diyor

Gel sevgiyi sonsuzlukta bulalım
Senden özge sevgi bana yok diyor
Gel birlikte sevgi ile dolalım
Burda bahar burda sevgi çok diyor
Gel sevgiyi sonsuzlukta bulalım

Burda bahar burda sevgi çok diyor
Sevinç içindedir kişiler burda
Burda kin-yağılık ve bun yok diyor
Bütün kötülükler çirkinlik orda
Burda bahar burda sevgi çok diyor

Bütün kötülükler çirkinlik orda
O acunun sevgisinden geçte gel
Bensiz ne yaparsın kalırsın darda
İyiliği güzelliği seçte gel
Bütün kötülükler çirkinlik orda

İyiliği güzelliği seçte gel
Bu acunun defterini dürelim
Kendine yeni giysi biçte gel
Sevgiyle dönüyor acun görelim
İyiliği güzelliği seçte gel

Sevgiyle dönüyor acun görelim
Bir ışıktır aydınlatır gökleri
Sevgimizi nakış nakış örelim
Kaplasın o ışık göğü ve yeri
Sevgiyle dönüyor acun görelim

Kaplasın o ışıkgöğü ve yeri
Işıtır gecemi bir ışık seli
Kalmışım inan ki kemik ve deri
Gönlümü yakıyor ayrılık yeli
Kaplasın o ışık göğü ve yeri

Gönlümü yakıyor ayrılık yeli
Kavuşmanın belli bir zamanı yok
Herkes beni zannediyor bir deli
Ondan ayrıldığım zaman anı yok
Gönlümü yakıyor ayrılık yeli

Ondan ayrıldığım zaman anı yok
Herkes beni görüp gülüp geçiyor
Sızlanmanın artık bir gereği yok
Can alıcı her an canlar biçiyor
Ondan ayrıldığım zaman anı yok

Can alıcı her an canlar biçiyor
Al canımı kurtulayım kafesten
Kişilerin sevdiğini seçiyor
Kurtulayım şu aldığım nefesten
Can alıcı her an canlar biçiyor

Kurtulayım şu aldığım nefesten
Şu acun artık bana dar geliyor
Kurtar kulağımda çınlayan sesten
Her an kulağıma sesler geliyor
Kurtulayım şu aldığım nefesten

Her an kulağıma sesler geliyor
Bun'um çoğalıyor dağca artıyor
Halimi görüyor sonra gülüyor
Sevgimi bir kantar ile tartıyor
Her an kulağıma sesler geliyor

Sevgimi bir kantar ile tartıyor
Söyle diyor o acunda ne buldun
Sevgim ile sevgisini tartıyor
O acunda sessiz kimsesiz kaldın
Sevgimi bir kantar ile tartıyor

O acunda sessiz kimsesiz kaldın
Yaşadıkça bun artıyor bitmiyor
Ömrünün her günü acıyla doldun
Çakılmış beynime ordan gitmiyor
O acunda sessiz kimsesiz kaldın

Çakılmış beynime ordan gitmiyor
Neler çekiyorum bilmiyor kimse
Bun'u kaldırmaya gücüm yetmiyor
Akan gözyaşımı silmiyor kimse
Çakılmış beynime ordan gitmiyor

Kasım/97 ve...

Bun: Sıkıntı, bunalmak
Acun: dünya

Nihat Yücel
Kayıt Tarihi : 19.5.2005 21:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kasım/1997 de yitirdiğim eşim için yazılmıştır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik

    Bu siire yorum yazilamaz, dost. Yattigi yer cennet olsun...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Nihat Yücel