dudaklarından dökülecek tek bir kelimeydi oysa
'gel',
sadece gel...
bir kuşun kanadında,
bir çiçeğin yaprağıyla
kah bir yağmur,
kah bir kar tanesiyle gel
gelirdim...
gözlerimin haykırışları dağları inletti
dudaklarım ihaneti benimsedi 'arkadaşım' dediğinde
bildin mi acaba o aciz mecburiyeti
mahçubiyeti...
şimdi;
dağların kavuşmadığı yerdesin
toprağını bilmediğim,
havasını solumadığım bir memlekettir barındığın,
sanırsın;
ve inan yabancı yanılırsın.
şu tıklım tıklım bindiğim otobüste
orta kapının ilersinde çarptığınımdır omuzuna,
kokusunu aldığım kolonyadadır kokun,
aniden yanımdan geçen bir delikanlının ahenkle savrulan saçlarında
dalgalanışındadır saçlarının bir teli.
bazı dalıp gittiğim bir çift gözde bakışların
bazı önümde uzayan gölgededir bedenin,
sarılamadığım...
gökyüzüne kenetlenen bakışlarımın odağı demir kuşlar
kıvılcım çaktırırken anılarıma
salt iç geçirmek gelir elden avuçtan
ve başımı çevirip toprağa, devam etmek gerekir
yarım kalan o garip adımlara
hatırlamıyorum sanma, inci boncuk gibi dağıttığın kalbimi
lakin affetmek gerekir kulu,
kula yakışan budur zor da olsa.
seni affediyorum yabancı
sevda adına, kul hakkına.
yaradan hatırına seni affediyor, seni bugünde seviyorum yabancı.
seni bugün de düşünüyor, hala, bugün de affedebiliyorum.
bilmeyecek olman önemli değil,
vicdanım hür
vicdanım özgür
benli sonsuzluğuma el uzatıyorum...
ben;
24.04.2006 22:34
Sibel Acıman AkmanKayıt Tarihi : 15.10.2007 10:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hikaye içinde saklı... bir ben birde sen biliyorsun okuyucu kıymet bil bu bir sır...
tebrikler.
TÜM YORUMLAR (1)