Kitap sayfalarında kurutulmuş
Çiçekler gibi unutulmuş
Bu yalnızlığımız niye anne
Duvarları dökük evimizde
Gitgide mum gibi eriyorsun
Çok üzülüyorum haline
Adın gibi biliyorsun
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sevgili Şair,
Duygusallığın insanı içten içten vurduğu şiirinizi büyük bir hevesle okudum. Kuşkusuz insanlar annesini sever.. ancak bunun içine yaşanmış çilekeş anılar örüldüğünde ve özellikle gerçekçilikten hiç ödün vermeden, ve özellikle ana dilimizi son derece başarılı kullanarak yaptığın çalışmaya hayran kaldım. İçimdeki en büyük dileğim, sizlerin ileride daha büyük başarılara imza koymanız, gerçekçiliği bu denli yalın, ama bir o kadar da dilimizin güçlü anlatımını gündeme getirmenizidir.
Sosnsuz Başarılar Dilerim
Şiir Dostu Renkler ve Yaşam.
annelere yazılan her şiir güzeldir...emeğinize sağlık
DUYARLI DİZELER YÜZLERCESİ OLAN DRAMDAN BİRİNİ YANSITMIŞSINIZ TEBRİKLER
analara yazilan siirler güzeldir iste güzel bir siir daha okudum eline yüregine saglik
Biraz geç uğradığım için üzgünüm. Bu güzel şiire anneler günü yorum yapmak isterdim.Beğenerek okudum.
Akıcı ve konuşma dili ile yazılmış güzel bir şiirdi.. Bütün annelere selam olsun.. Yüreğinize sağlık..
Tebrikler
Duygu yüklü Şiire, Yüreğe Saygılar...
Teşekkürler.. Muhabbetler..
BİR BEBEĞİN DİLİNDEN AKAN HÜZÜN ŞELALESİ.
TEBRİKLER KARDEŞİME.
SELAM VE DUA İLE.
Üşüdüm Anne
Sen gittin gideli ruhum donuyor
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Düşüme hayalin gelip konuyor
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Bilirsin bu oğlun deli yatardı
Battaniye yorgan üstten atardı
Haziran ayında titreme sardı
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Yerini tutamaz senin elinin
Dünyalar iyisi tatlı gelinin
Cismini örtse de ah bu delinin
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Gerçekten geldi mi emr-i ilahi
Bizi bırakarak gittin mi sahi
Yemen çöllerinde yaşasam dahi
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Gittiğin kış ayı sanki de bıldır
Öksüz bıraktığın bu garip kuldur
Zaman geçip gitti tam otuz yıldır
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Yüreğimin koru bilirdim seni
Sensizlik buzları kaplıyor teni
Bilmiyorum sahi nedir nedeni
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Benim dünyamdınız bir babam bir sen
Ne olur onunla rüyama girsen
Topraktan kalkarak halimi görsen
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
HİDDETÎ kendime kızar eserim
Sen gittin gideli bana küserim
Ağustos ayında buza keserim
Sensiz gecelerde üşüdüm anne
Fikret Oğuztürk
umarım kara günleriniz bitmiş, annenizin yüzünde de güller açmıştır,,,
yüreğinize sağlık efendim,,, izninizle antoloji sayfası tıkanmadan diğer şiirlerinize uğrayım,,,
saygılarımla,,,
Bu şiir ile ilgili 73 tane yorum bulunmakta