Seni Bulduğumda Kaybetmiştim Zaten
Seni bulduğumda güneşi ilk kez görüyor gibiydim
Seni bulduğumda sarhoş olmuştu tüm hücrelerim.
Binlerce deprem hissetmiştim beynimde
Binlerce yıldırım düşmüştü kalbime,
Yükseklik korkumu bile yenmiştim gelişinle
Çöllerimde su oldun içtim seni
Havamda oksijen, damarlarımda kan..
Seni bulduğumda acıları tükendi yaralarımın.
Ölümden ilk kez korktum, düşünebiliyor musun
Dünyayı ilk kez sevdim seni bulduğumda
İlk kez ıslandı yanaklarım mutluluk gözyaşlarıyla..
Oysa sen yolunu çizmiştin seni bulduğumda
Yaşanmamışları yaşamış
Tükenmemişleri tüketmiştin..
Seni bulduğumda dönüyordun gittiğim yönden
Ne ağlamak için bir sebebin kalmıştı
Ne de gülmek için zamanın vardı
Seni bulduğumda takmaydı kirpiklerin
Anason kokuyordun, ellerin titriyordu
Ya kahkaha atıyordun ya da ağlıyordun..
Ayakta ölüyordun sanki
Sanki son kez yapıyordun herşeyi..
Seni bulduğumda kendi kendinle konuşuyordun
Dudakların titriyordu
Ve gözlerin asla okunmuyordu.
Sadece intihar kokuyordun
Ve sadece ölüyordun..
Seni bulduğumda tanrıya ilk kez isyan ettim ben
Seni, bulduğumda kaybetmiştim zaten...
(Üsküdar - 22.07.2003)
Yaşar BerberoğluKayıt Tarihi : 23.9.2006 10:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Beyoğlu'nda bir meyhaneye gitmiştim. Gece geç saatlere kadar içmiştim. Kendimi toparlayıp tam kapıdan çıkıyordum ki; arkamdan adımın seslenildiğini duydum. Sesin geldiği yöne baktığımda; köşede bir masada tek başına oturan tanımadığım bir bayan gördüm. Seslendiği kişinin ben olmadığımı düşünüp tekrar gitmek için hamle yaptığımda, ismimin yanında soyadımı da seslenince dönüp ona doğru gittim. 'Afedersiniz sizi tanıyamadım efendim. Lütfen yardımcı olur musunuz' dedim. Oturmamı işaret etti. Oldukça sarhoştu. Elleri titriyordu.. Umutsuz bir görünüşü vardı.. Neredeyse parçalanmış cüzdanından solmuş, kirli, aşınmış, siyah-beyaz bir fotoğraf çıkarıp bana uzattı. Resmi görünce tüylerim diken diken oldu. Onu tanımıştım. Üniversite yıllarımızda Beyazıt meydanının bir köşesinde birlikte çektirdiğimiz resimdi. Evet o ilk aşkı tattığım üniversiteden arkadaşımdı. Yüzüne tekrar baktım; derin çizgiler ve anlamlarını okuyamadığım kızarmış gözler gördüm. Evet o idi; 20 yıl önce aşık olduğum üniversitedeki arkadaşımdı. Oldukça yaşlanmış ve oldukça çökmüştü.. Onu görünce içimde birdenbire mutluluk okyanusları çırpındı.. Onunla tekrar o eski günlere dönebileceğimiz düşüncesi ve o günlerin mutlu manzaraları beynimden film şeridi gibi geçti. 'Seni hiç unutamadım, biliyor musun' dedim. Çevredeki insanların dikkatini çekecek kadar gürültülü şekilde kahkaha atmaya başladı.. Ardından derin derin iç çekip ağladı.. Yanında tam olarak ne kadar oturduğumu bilmiyorum. Konuşmaya çalıştım ama yeterince konuşamadım. Çünkü oldukça sarhoştu. Unutkandı. Cümleleri tam kuramıyordu. 'Üsküdar'da oturuyorum, gel bu akşam misafirim ol' dedim. 'pezev........ngimi bekliyorum, beni gelip alacak.. gelemem Üsküdar'a falan” dedi. Son cümlelerini sanki beni hiç tanımıyormuş gibi söylemişti. Kalktım. Kapıya doğru yöneldim. Benim uzaklaştığımın farkında bile değildi, elindeki rakı bardağıyla konuşuyordu.. Beyoğlu’ndan Beşiktaş motorlarına kadar ağlayarak yürüdüm. Yolda 'seni bulduğumda kaybetmiştim zaten' diye mırıldanıp durdum. İşte gerçek hikayesi bu şiirimin. İnsan yaşadığı sürece nelere tanık oluyor görüyorsunuz işte.. Herkesi mutlu hikâyeler yazabilecekleri yaşantılar diliyorum.
hikaye........
MÜZEYYEN BAŞKIR
TÜM YORUMLAR (5)