Seni bekliyorum Şiiri - Battal Çam

SENİ BEKLİYORUM
Sen bilirimsin bilmem ki
Özlemi hasretliği,
Beklemeyi, her dem
Hasretle yanmayı
Yanarken; gözyaşlarıyla
Serinlemeyi,
Sen bilir mi sin.
Seni bekliyorum:
Umutsuzca
Umutsuzca diyorum çünkü
Gelmeyeceğini biliyorum
Olsun; yinede bekliyorum.
Belki telefon edersin diye,
Gelmesen de, gelemiyorum demen
Benim için mutluluk olur.
Son telefonunda umutlanmıştım;
Gelirim hem de:
Bir volkan gibi patlayarak, gürleyerek
Ansızın gelirim sana.
Demiştin de gene de şüpheliyim
İşte ben: volkanın patlamasını,
Gürlemesini bekliyorum.
Ne biliyim,
Bir de efkâr bastı ki sorma
Bir şişede şarap aldım,
Masama ikide bardak koydum.
Nedense; iki tana de kül tablası koydum,
Kendi bardağıma, şarabımı koyup;
Yavaş, yavaş yudumlarken,
Senin bardağını boş bıraktım.
Bir sigara yakıp:
Bıraktım kül tablasına
Senin kül tablan boştu,
Senin için karşıma koyduğum:
Sandalyeye bakıp,
Seni gördüm, inan ki gördüm;
Boş bardağı eline almış,
Bana gülümsüyordun.
İçimden, bir rüzgârın
Geçtiğini hissettim.
Sanki göğsüm delindi de;
Acı poyraz; vurup geçti.
Şimdi, daha rahat içiyordum;
Bir yudum kendim içip,
Bir yudum senin bardağına
Koyuyordum.
Bir fırt sigaradan çekip,
Senin kül tablana bırakıyordum;
Sen gelmediğini mi zannediyorsun?
Sen buradaydın!
Beraber içtik.
Kendini kandırma sen,
Sen her şeyinle buradaydın.
Şarapta; senin tadını aldım,
Sigaranın dumanında; seni gördüm.
Onun için, şarap ve sigaram, la:
Hiç ara vermedim,
İçtim seninle
Gitmedin bir yere
Şarap ta senin tadın
Sığara dumanında şemalın
Yani, sen buradaydın burada.
Bu akşam doya, doya seviştim.
Hem de delicesine seviştim.
Deliler gibi sevdim seni…
Yoksan bile
Seni özlemekten bıktım!
Seni beklemekten yoruldum,
Seni düşlemekten usandım,
Seni beklemek var ya
Seni beklemek
Kızgın güneşin altında,
Çatlayan toprağın
Bir damla suya
Hasretidir, seni beklemek
Kavrulan toprağın
Gölge olsun diye kuşların
Kanat açışını beklemek kadar.
Zor oluşunu bilir mi sin sen?
Seni beklemenin; ağustos
Güneşinde donmak, kara kışta
Yanmak olduğunu bilir mi sin?
Yorgunum artık bitkinim ben,
Hem de öyle dağıldım ki
Buğday tanesi gibi
Tekrar yeşerirmiyim bilmem
İşte böylesin sen
Ve seni beklemek
Şarabım ve sigaramda bitti!
Farkında mı sın?
Nede çok içmişiz
Şimdi fark ettim;
Sen yoksun
Meğer hayalmiş
Kalkmak istedim, ama tökezledim.
Az kalsın düşüyordum.
Neyse durumu kurtardım,
Balkona çıktım, ne güzel
Bir yaz akşamı.
Bak; yıldızlara ne güzel,
Dolunayın çevresin de
Yine seni gördüm, hem de
Bana gülümsüyorsun.
Dolunayı; şemalı ne benzettim.
Yıldızları çevrene dizip,
Tel, tel saçlarını taradım.
Taradım, taradım, taradım!
Hem taradım hem okşadım.
Hem öptüm hem sevdim.
Saat kaç oldu? Bak, sokaklar dolu
Her gelen geçene, sensin diye baktım
Ama nafile.
Yavaş, yavaş kendime geliyorum,
Sokakları gözlemekten usandım,
Şemalı, ne bakmaktan yoruldum,
Saçlarını taramaktan bıktım,
Yine volkan patlamadı,
Yine sesiz lik, yine sensiz
Bir akşam daha hayalle geçti.
Bıktım artık! Seni beklemekten,
Yoruldum seni hayal etmekten,
Usandım sevgilim, tatlım, bir tanem,
Gel demekten, beklemekten,
Ben yorgunum bitkinim artık.
Ama bir umudum var:
Bu dünyadan gelmediysen,
Ve aynı yastığa baş koymadıysak;
Aynı toprağa baş koyacağımızdan
Eminim ve bende
Seni beklemeyeceğim
Çünkü sen geleceksin
Adım gibi eminim
Tatlım;
Bir tanem,
Sevgilim,
Bıktım.
Usandım.
Yoruldum...