Doğan güneş gündüzü o günlerde aklamaz
Zifiri karanlıklar rezaleti saklamaz
Yapılan hiçbir amel diğerini paklamaz
Dağlar, taşlar, mazlumlar, seni bekler EY RASUL
Kız çocuğu hayatta kalmaz baba yüzünden
Hiç kimsenin kimseye güveni yok sözünden
Huzursuzluk mutsuzluk okunuyor gözünden
Biçareler çaresiz, seni bekler EY RASUL
İnsanlar elleriyle yapar, faydasız bir put
Bu senin ilahın der, ister isen bunu yut
Köylüyü, şehirliyi, zengin, fakiri uyut
Uyuyanlar sabahı, seni bekler EY RASUL
Barbarlığın haddi yok, tüm sınırlar aşılmış
Hile hurda tavanda, semavata taşılmış
Üç yüz altmış put ile Kâbe dolmuş taşılmış
Beytullah paklanmaya seni bekler EY RASUL
Beş yüz yetmiş bir yılı, yirmi nisan sabahı
Bıraktı tüm kâinat, çektiği ahı vahı
Secdeye vardı kurt, kuş, zikrederek Allah’ı
Sen geldin ya EY NEBİ, EN SEVGİLİ EY RASUL
Yaşlı dünya yıllarca, bekledi durdu seni
Sendin elbet evrenin yaradılış nedeni
Binlerce nebi-Rasul vermiş idi müjdeni
Hoş geldin safa geldin ey sevgili EY RASUL
Ahmet Arslan Hadimi, günahkâr aciz kulum
Son nefesime kadar olmasa param pulum
Sevginle, sevdiğinle, beraber olsun yolum
Ümmetin, şefeati seni bekler EY RASUL
180416
Ahmet Arslan HadimiKayıt Tarihi : 18.4.2016 18:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!