İmece zindanlarda Kalbimizde zincirler
Bu yol kahrımızı bu zamana biçmiştir
Feleğin bize sunduğu kasr-ı zaman içinde
Biz evvelden beridir ruhumuzu ekmiştik toprağa, suya ve engin oymaklara
Oymaklardan döküldük bu karaca toprağa
Kalk silkindiğin yerden uyanmalısın
Kalbimin kapılarına dayanmalısın
Sen özgür ol biraz cismin eşinsin
Sen kara bahtın ile işve eden neşemsin
Kırıldım düzelt beni sen herşeyin ülküsü
Şol bir heceden doğrul ayakların ıslansın
Dökülen suya eğil, o senin yazgındır
Nasıl bakarım ben sensiz toprağıma
Nasıl susarım söyle kaleme yaprağıma
Sen
Çalkalanıyorsun okyanuslar üstünde
Kırılıyorum yine kadırganın önünde
Sen bir geceden doğrul bas kanınla toprağa
Onu bırak kanasın onunla var susmağa
Ay derilsin, gök yarılsın elinde
yıldızlardan ayrılma sessiz güneşi dinle
Yıldızlar sönüp deniz durulduğunda
Günün eğrisinde ben ufuktan eyceyim
Karılsın kırılmaklar bu taş balçıktan özge
Sen bir soğuk olursan bilki ben güneydeyim
Sen doğuyorsun kızılca ufuklardan
Gün batıyor, yol bitiyor, ben neredeyim?
Sen bulursun yolumu bul beni bu zindanda
Bulanıyor gözlerim bakmazsan yüzüme
Beni günde arama, bil ki ben gecendeyim
Bir koyuluk, bir karamsar düştür bu
Beni dilde arama bilki beni gönlündeyim
Ar etmem sana aman etmekten
Belirsiz duraklarda ben seni beklemekten
Tutulmuyor ellerin bulsam cihangirlik bağında
Bir cergeye sığınmış seni beklemekteyim.
İbrahim Yazıcı
Kayıt Tarihi : 13.7.2020 18:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!