Seni anlatabilmek(2) Şiiri - Haydar Canp ...

söz yetermi
ki anlatmaya seni
söyle hangi sözcükle
hangi tümceyle
tarif edeyim şimdi

oy sevdigim oy
suskunum
susukunsun
suskunuz işte
dillerimiz lal
sözümüz söylenmesizdir ne çare
ne çare yasak ve yaralıdır tüm kelimeler

oy benim
bakışı kuytuluklara saklım
doruklara sevdalım
oy benim pençesiz dağ kartalım
yüregimin harlanmış yangını
uzun
ince
esmer dalım
kehribar balım
bilinci bilge
öfkesi derviş yigidim
yarim
sevgilim
sevdigim oy
söyle
şimdi
ben nasıl diyeyim
nasıl söz edeyim
senden
ellerinden
gözlerinden ve yüreginden

ellerin
ah o ellerin
öylesine çok iş tuttuki
sevmeyi bildi önce adam gibi
öylesine korkusuz ve pazarlıksız
sonsuz ve sonrasız yani
sonra tuttu ucundan kavganın
öylesine ölümüne ölümüne
pankart pankart/barikat barikat
dögüştü döne döne

gözlerinde
hep uzak bir mevsim ve uzak bir ülke
hep bir yağmur ve gül iklimi
baktınmı
hemencecik bir yaşamaşk
gözbebeklerinde
ve kirpiklerinde bir gülümseme

öylesine engindi ki yüregin
öylesine uçsuz bucaksız
ve yüzölçümsüz
ne varsa
aşka
sevdaya ve kavgaya
yani insana ve yaşamaya dair
yani düşlere ve hayyallere sığmayan
o özlem
ö bekleme
sığardı yüregine

dünyanın bütün dilleri seni konuşuyor
dünyanın bütün dillerinde serüvenin
ağıtlar
türküler yakıldı macerana
başka dillerin şarkılarında bir ezgisin
birdin
binsin/yüzbinsin şimdi
ve hatta milyon
karanfil yüzlü ve yürekli çocuklar
adınla çağrılıyor şimdi
övüncüsün yoksulun/ezilenin

ama yinede
hep bir eksiksin
elimde
dilimde yüregimde benim
hep bir söylenmesiz
hep bir saklım/az yanımsın çoğaltamadığım
ne edip neylesem hep anlatamadığım

ah esrik bir sevme degil benimki
mişli geçmiş bir sevda yani
oy benim anlıma düşen kara yazgım
kör talihim/kaderim
oy benim sırtımı yasladığım dağım
hayat ağacım oy
şimdi
ben seni
böylesine
sadece kendimce sevmişsem
ve sevdana uyak düşmüşsem
yaren ve yoldaş bilmişsem
ve susmuşsam sana/konuşmasızsam
söyle nasıl seni anlatırım ki
nasıl tarif ederim