dediler: Bilir misin acıyı
dedim: Bilmem
dediler: Uğrar mı ölüm
dedim: Hiç uğramaz
çünkü yenik değilim
büyümek istedik bir an önce
ardından koşup zamanın
iple çektik onu
ayırdında değildik
uçucu kaçıcı olduğunun
yaşamı büyüttük
bir iğnenin deliğinden
geçirip kendimi
iliştirdim geçmişe
bunca kırgınlık
bunca acıya karşın
onunla bağlarımı koparmamak için
aslında ne Olimpos ne de İda
promete'nin yamaçlarına çivilediği dağ
promete beton duvarlar, tel örgüler arasında yaşamakta.
havalandırmada attığı beş yüz adımlık volta
onu yaşama bağlayan en güçlü bağ
kartallar değil; acılar, sancılar, sorunlar
dün yarınla kucaklaşırken
güz ağacının kuru dallarının
çiçek çiçek gülümsediğini görüyorum
her biri mutlu bir yarın
çiçeklenemeyen dallarındaysa
hüzün ağlıyor
Kökleri derinde en kuytuların
Damarları ulaşmış sonsuzluklara
Sahilde bir tepenin üstünde
Gözler dururum öte yakaları
Rüzgar okşar dallarımı
Kuşlar uçuşur arasında
geçmiş zaman duygularından
bir hüzün değiyor gözüme
gözbebeğim gözümün bebeğindeki
yerinde oturuyor
nedir geçmişten gelip
hayat ipek bir şal gibi
kaydı omuzlarından
yumdu gözlerini
doyulmaz bir uykuya
geride bıraktığı oğlunun
beş gün sonra
sözcükleri soyan
keskin bir bıçak gibi
dilim
hem sevgiler ve övgüler
hem yergiler ve sövgüler
yağdırmada üstad...
yüreğimin orta yeri
bir gül bahçesi
kimilerini esrik kokusuyla geçirir kendisinden
davet eder kimilerini ışıltılı kırmızısına
dikenleri ile kanatır kimilerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!