Biz, her gün aynı yolu yürüdük,
Ve her gün aynı yerde yemek yedik.
Hep, aynı yolda istedin elimi,
Ve ben aynı yolda çektim.
Sigara içmek için bile hep aynı yerde durakladık.
Ve hep, o parkın yakınında bir bebek gibi masum baktın yüzüme.
Nasırlıdır soğuktan çatlamış elleri.
Sırtında bebesi umut tarlasında çapa yapar gövdesi.
Ne büyük sadakat ne büyük sabırdır ki,
dayak yerken bile bükülmez yüreği.
Gece karanlığında, koca yatağında fahişe,
sabah horoz ötüşünde evinde köledir.
Bugün git,
Denizi seyret benim için.
Seyrederken şaşma
kayalara olan hırsına.
Elinde değil.
Ah bir elinde olsa
Gün gelecek, doğacak güneş üstüne.
Yeşerecek solmuş tüm çiçeklerin.
Duvarların arasından uzanan eller sulayacak
bahçendeki tomurcukları.
Dört duvar arasında onurunla sıkışan
oğlun gelecek, çalacak kapını, ağlayacaksın.
Yakamozların yüzüne vurduğu
Günahla dolu gecelerde
İçinde tatmak ızdırab veren yok oluşu.
Seyretmek ufak pencereden,
Çöplük üstünde uçan, sinek misali insanları.
Fırça üstüne yapışan boya gibi sarmak,
Can kuş tebrik ederim sanat hayatına bi atılım yaptın. Hadi hayırlısı bakalım. :)