Şimdi bekleme zamanı...
Yanıbaşımdan yitik bir nehir akıyor,
Ellerimi yıkıyamıyorum...
Dalgın körebelerin gözleri bağlanırken,
Söğütün arkasına gizlenmiş
Saklanbacını bulup sobeliyor o çocuk.
Yarı çıplak avuçlarımda dolanan
Dolandıkça grileşen
Sitem adında bir yumak.
Hüzün canbazları,
İki bulutun arasındaki ipin en kalın yerinde yürümekte...
Düşmek yok yere!
Göğe karışmak yok...
Kırlanğıç şehirler,
Sokak lambasının altında toplanmış,
Söndürmüşler ışıkları...
Evlerin pencereleri karanlıkta,
Doğuracak bekleyişleri...
Sokak,
Kaldırım taşlarını tekmeleyen, bir yanlızlığın,
Gölgesini yapıştıracak soğuk alnına.....
Yazgılar daha kolay okunacak...
Daha kolay ölecek kalabalıklar,
O sokakta...
Kırlangıç mevsimi bitecek....
Kapanan kapının eşiğinde kalmış,
Külleri süpürecek çocuk,
Bir kibrit kutusuna.
Söğüt yaşlanınca Türkü söylenecek yine,
Başını koyup o ağacın gövdesine...
Duyacakmısın..
Adımı çağır ! Üşüyorum!! diye bağıracağım...
Önümüz ayaz,
Bahar diyorlarya!
Kadife ceketinin iç cebinde taşırdın,
Sen onu ...
Bahar hep sendeydi
Bahar hep sendendi.
Kayıt Tarihi : 22.5.2024 01:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.