Bir avuç ölümdü senden sonra sensizlik,
avuç içimde ufalanan geceler,
tutundukça eksilen,
sıkıldıkça toza dönen bir hayat.
Penceremde sabahlar artık karanlık doğuyor,
güneş bile gelirken ayak ucuna basıyor sanki,
ses etmemek için yokluğuna,
usul usul iniyor odama gölgesi.
Adını anmadan seni özlüyorum,
dudaklarımda bir yarım telaffuz,
nefesime takılan hece,
boğazımda düğümlenen bir sokak ismi gibi.
Ne yana dönsem sen eksik,
battaniyeme sinmiş eski bir kokunun hayaleti,
fincanların kulplarında kalan parmak izlerin
çoktan silinmiş ama ben hâlâ görüyorum.
Bir avuç ölümdü senden sonra sensizlik,
yine de ölmedim,
ölmeyi bile beceremeyecek kadar inatçı
bir kalp var göğsümde.
Bazen, diyorum,
belki de bu acı
beni senden değil,
kendimden kurtarmak için bu kadar ısrarcı.
Kim bilir,
belki bir gün
senin bıraktığın yerden değil de,
kendimi bıraktığım yerden toplayacağım beni.
O güne kadar
sensizlik ceplerimde taş,
yürüdükçe ağırlaşıyorum,
ama yine de düşmüyorum yere
çünkü düşsem,
yer bile seni hatırlatacak kadar tanıdık.
Bir avuç ölümdü senden sonra sensizlik,
şimdi o avuçtan
tek tek serpiyorum toprağa,
belki bir gün
acıdan değil,
benden filiz verir bir şeyler.
Kayıt Tarihi : 23.12.2025 07:48:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!