Ne zaman sen düşsen aklımın odalarına,
Ben hep üşüyorum...
Bir çöl sıcagında,
Beni yakıp,yıkan bir cehennem sıcağında,
Ben hep üşüyorum...
Karlar yağıyor üzerime lapa lapa,
Pembeler isyan ediyor gönlümün karasına,
Ruhumun bilinmeyen adasında fırtınalar kopuyor.
Geveze bir rüzgar sürüklüyor sararan,yıkılan düşlerimi...
Tuz,buz oluyor hersey.
Şimdi yüreğimde ki dağ,sen hüznünün karmaşasında,
sızım sızım kanıyor...
Gözlerim çıkmaz bir tenha sokakta seni arıyor...
Sürgün çiçekleri kuşanan emektar ağaçlara,
Seni soruyorum'gördünüz mü onu? 'diye.
Ses vermiyor yaşlı ağaçlar...
sessizlik yumuşak fısıltılarla yerleşti yüreğime,
Yokluğunu yüreğime bastırdım...
Hazan mevsimleri geldi geçti defalarca,
Acıtarak...
Kanatarak...
Zehir zemberek mevsimler...
Seneler menzil menzil hasrete aktı,
Yalnızlık ve sensizlik derinleşti git gide,
Gülücükler yüzümde donup kaldı.
Sınırların birinden bir bilinmezlikten,
Cıkar gelir sandım yıllarca...
Yüreğimin haritasında sana dair bahçeler tarumar oldu...
Hiç bir anahtar açamadı yüreğimin kapısını senden sonra...
Kayıt Tarihi : 3.10.2010 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirde özlem var, sitayış içinde sevgiliye kahırlar var. Hüznün gölgesi var her dizede...
Severek okudum, tebrikler şairim.
Sevgilerimle...
Nafi Çelik
TÜM YORUMLAR (4)