Güneş henüz yok ortalarda sabah yakın
üzerimde dayanılmaz kasveti alacakaranlığın
içimde senden geri kalan öksüz bir sevda
birkaç şişe de köpek öldüren kırmızı şarap
ve şehrim İstanbul çok uzaklarda sanki bir serap
senin olmadığın bir şehirde artık meskenim
ne düşünürüm geçenleri
ne senden bir haber beklerim
ama bazen şeytan dürter de duramam
istemesem de gelir geçer hayalin aylak aklımdan
beklediğimi kendimden bile sakladığım böyle bir an
uzun zamandır unuttuğum yok saydığım
ne varsa senden kalan çıkardım
resimler mektuplar ve bir plak
ve bana ördüğün o siyah kazak
dolaştı gözlerim boş boş üzerlerinde
ah ne kadar da anlamsız
yalnızca bir iki değersiz eşya
işte her şey önümde bu sevdadan kalan
her şey önümde senden başka
ne kaldı ki geriye benden başka
ne kaldı söylesene
aşk mı yoksa ayrılık mı
yoksa anıların acınası suskunluğu mu
hayır sadece birkaç yadigar,
bir de yüreğimdeki o kahrolası bukağı
bütün bu kalanlar artık neye yarar
artık onlar yalnızca birkaç resim ve mektup
bir plak bir de siyah bir kazak.
yırttım bütün resimlerini,
ayırmadım hiçbirini yırttım onları
güneş doğmadan az önce
senin en çok sevdiğin vakitte
yani sevişmelerimizin en güzel yerinde
önce baktım sonra yırttım birer birer
yırttım hepsini ayırdım yüzlerce parçaya
sonra savurdum havaya
karıştı birbirine her şey toz duman
hayallerim anılarım ve bölük pörçük bir hayat
bir deli rüzgârla dağıldı uçurumlardan
kalmadı senden bir suret bir nebze olsun hatırat
anla ki ne acılanırım artık
nede sevdalanırım kimselere.
mektuplarını da yırttım bir bir
önce okudum beni sevmelerini satır satır
okudum o yakarışları
ne çok severdim onları
sen yalan olmadan önce
avutmuştu beni.
özleminle kavrulduğum günlerde
ezberimden okumuştum sana hepsini bir keresinde
yine de yırttım onları sonra savurdum havaya
dağıldı kokun savrulan kağıt parçalarında
yayıldı odamın içine bir lahzada
o hasretine düştüğüm dayanılmaz kokun
sayılmaz gecelerimizin içinden gelen
bil ki artık sevişmelerim başka kadınlara
ve o gecelerim de
ne varsa senden kalan çıkardım zulamdan usul usul
resimler mektuplar ve bir plak
ve bana ördüğün o siyah kazak
plakta eskimiş bir ses
eskimiş bir aşkın eski bir anısı
yavaşça çıkardım kabından
sanki kırılıverecekmiş gibi birden
ve tam ortasında bir not senden
Doğum günün kutlu olsun
ve bir de tarih 2 ocak 1983
İtalyanca bir şarkı
“stori di tutti giorni”
Bir günün hikâyesi ve Ricardo Fogli’nin sesi
bununla önce dans etmiş
sonra da sevişmiştik seninle ilk defa
ve senin ilkindi
keşke demiştim sana üzülerek benim de ilk olsaydı.
unut bu sözlerimi unut o hüznümü.
Bana ördüğün o siyah kazak
senin için giydiğim
çok şeye oldu tanık
çok şeyi paylaştık
Güneş doğmadan az önce,
senin en çok sevdiğin vakitte
yani sevişmelerimizin en güzel yerinde
başka bir kadının yorgun çıplak bedeninde
Kayıt Tarihi : 9.1.2022 21:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Akyüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/01/09/senden-kalan-88.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!