İstanbulda bu sabah cuma,
İnanılmaz güzellikte gök kubbe.
Sevgiliye damlar gibi damlıyor,
Şehrin topraklarına rahmet.
Çocuklugumun masumiyetinde,
Temizliginde kalan İstanbul,
Sen de,benimle birlikte ögrendin gerçekleri.
Bir kuş yükseliyor şimdi,sesini duyuyorum,
Beyazların en çok yakıştıgı karanlık sehre.
Gün agardıkca,kalbe düşen renkler,
Göz bebeklerimde parlıyor.
Yakamı bırakmayacak tabib neylesin,
Bedenime has seslerindeki,
Tescilli adamlık onsekiz yaşında.
Kulagımda çınlama sesi,
Eskilerden biri beni anıyor.
Yazmak yada aramak,artık mümkün degil,
Belki hisseder kuşluk vakti itirafımı,
Evet adamlıgımın tesçil numarası 17/18.
İstanbulda bu sabah,
Güzellikler mevcut,elimle tutacakkadar yakın,
Sevgilinin damlaları,
Her damlanın içinde ismi yazıyor.
İnadım kırıldı,bırak gitsin der gibi bir ses var içimde,
Öksürügüme bile yapışmış,
Bu vakitte seni yaşatan sesler.
İçime fısıldıyorum bunları,
Senden daha çok sevmiyorum seni.
Bir kuş daha var,yüregimin üstünden geçen,
Nedense karanlıga koştugum günleri anımsattı bana.
Gidişlerimde,imkansızdı heyecanımı gizlemek,
Dönüşlerimde zehir zemberek.
Bir başka güzeldi,
Bu saatlerde sen uyurken İstanbul.
Biliyorum,aynı havayı soluyoruz.
Tekrar,tekrar fısıldıyorum,
Ruhuma kabullendirmek için.
Senden daha çok sevmiyorum seni..
Kayıt Tarihi : 14.11.2025 16:25:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!