Severken seni ben
Görmüyordun beni sen
Bakarken yüreğimle sana ben
Herhengi biri gibi bakıyordun bana sen
Yarınların hesabını yaparken sana ben
Ayrılığı hediye ettin bana sen
Hadi sende vur
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Devamını Oku
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Yıllar sonra bir hesaplaşmanın duygularıyla dolu bir şiir.Kutluyorum..
Gidenin geride bıraktığı elemleri şairenin karşısına alarak son vefa borcunun ödediği sitem dolu bir kendini bulmaya çalışma şiiri.
Sevgili Helin Elif İLBEY Hanımefendi,
Sımsıcak duyguların dizelerde, kelimelere anlam verdiği güzel şiirinizi, yürekten kutlarım.Saygı ve sevgilerimle baki selam.Bayramınız Kutlu olsun.
Bence sizdeki ondanda ondaki sizdende kurtulun zira ondaki siz, sizi haketmiyor sizdeki onada yazık oluyor selamlar ..
harikaydı bu gece beni tam onikiden vurdunuz helin hanımcım...ama alabilecekmisiniz acaba ondaki sizi....yüreğinize sağlık sevgilerimle
evet sendeki benler içinizden eksik olmasın. Güzel bir şiiri okumanın hazzını yaşadım.
yüreğimin can evinden yandığı bu bayramda buruk bir şekilde bayramını kutluyorum. Sizi tanımasamda bir gözyaşı var bir ağıt var paylaşacağım şehitlerimizden dolayı. Ankaradan sevgilerimi iletiyorum yazarsanız sevinirim. [email protected]
içimizdeki düşmanların çoğaldığı bir zamanda ancak size birkaç şiirimi gönderiyorum. Ahmet Canbaba
ŞEHİDİME
Kuş uçuruyorum
savaşın kirli yüzünde.
Şakaklarımı okşuyor çöl rüzgarları,
çıkmaz sokaklarıma sapıyorum.
Güvercin kanadında
bakışları düğümlüyorum
bir şehit cenazesinde.
İniltisiz hıçkırıkları yüreklendiriyorum.
Hain pusular sahte gülüşlere dönmüş,
yapmacık tavırlarına bulaşıyor şehit kanları.
İçimdeki uzaklığı kusuyorum,
sokaklarım kesiyor merhabayı.
Ayın yıkadığı kaldırımları kirletiyorlar.
İnancımı eskitiyorlar nutuklarla.
Kinimi bileyip,
bir ucundan yakalasak aydınlığı
bir karanfil veririz doğmamış çocuklara.
Analara sabır veririz.Babalara umut,babalara yürek
Hasret solumuş yavuklu mektupları.
Gül yanaklarda,
karanfil dövmesi gün yanığı.
Aynı türkülerin çıkmazları kesiyor solukları.
Aynı türkülere yuh çekiyorlar.
Ay çalığı karanlıkta beddua.
Bir çirkinlik bulaştırmış yüzüne.
Bir uşaklık çaresizliği
bir utanmazlık kırmızısı
bir iftira gölgesi
arsız tekrarlar
soluksuz
satılmışlar
ateş topunda.
Zaman çile çeker
işbirlikçilerden.
İpliği pazara çıkar arka yüzlerin
kalem yarası açılır yüreklerinde
tarihe bir iz düşer.
Sevdaya
hasrete kilitleniyor akıl.
Mayınlar sevgili oluyor gözlerde
hasretler taş toprak.
Her adım bir nakarat
bir şarkı.
Bir kalleşliğin kokusu uyandırıyorsa
kurtuldun demek aslanım.
İşte o zaman bozulur büyü.
Ya sevmek sürgün veriyorsa gözlerde
Ya esneyiverirse toprak
sökülürse kökünden içindeki yaşam ağacı.
Değişirse rengi toprağın
kan gülleri açarsa ya.
Yatağını değiştirirse içindeki ırmak.
Bir kısırdöngüye dönüşür.
Gene ağlayan anneler
Eşler çocuklar
Ahh….
Şehitlerin cenazeleri
bir filmin kopyası,
bir zincirin halkaları sanki.
Uzadıkça bir hançer acısıyla
kucak açmış topraklara çeker ölümü.
Şırnak’tan Ardahan’a
Adana’dan Samsun’a
ateş eker toprağın her zerresine.
Denizlere boşalır ırmaklarla ağıtlar.
Hüznüne doyar gözyaşları
kendi yuvasında kurur.
Acısı çalınır gazilerin.
Umutlar göz olur,
umutlar bir yerde ayak el.
BU NASIL SAVAŞ
bir heves yüklü yarınlarda
yollara düşer savaş
sefalet taşır vagonları trenin
yol vermez kaçanlara
çukur gözleri asfaltın
açtı açacak tomurcuklar körpe bedenlerde
şizofren füzeler delice vururken
bir ben düşüyor yanağa gözyaşından
acımasız bir göz değiyor ıslak dudaklara
dur durak bilmez yuvalarından
örseliyor gelincik kırmızısı bedenleri
menekşe moruna dönmüş ayaklar
çığlıklar palazlanmaya durmuş dudaklarda
bir aslan bakışı fırlıyor yuvasından gözlerin
can parçaları dağılıyor dirençle
ten ayrılığında ölüme durmuş can
esir alınıyor yazgılar
kör bıçak acısı işliyor kanına
kinler örgütleniyor bilenip
günah zincirlerinin birer halkası
tanrı susar bu savaşta
hani nerde dost yürekler
gözleri bağlı bir esir gibi
hani nerde şeriat
ümmetine sahip çıkmaz peygamber
yalnız bırakmış Filistin’i Lübnan’ı
anlamsız ve boş lafların çarkında kanını
vermeye uğurlanıyor çaresiz
eli silah tutan çocuklar
beddualarla anıp düşmanını
barış diyorlar barış
barış şimdi oltada yem
olta kimin elinde
barış silah
barış savaş
barış yedi başlı ejderha kadar
şimdi herkes barıştan korkar
çünkü barış bir dayatma
böyle barış ancak
bir esaret olursa var
böylesine zorlar sınırlarını
aklımın alamadıkları ne varsa
ne varsa ateş tanrılarıdır acımasız
bereket üstüne yılgın alın teri
bereket üstüne bir çığlık
lekeli bakışlar da nazar
bir gizli ihanete susar
barış ateş baskınında
bir kirli gülüş şeytanca
elleriniz yanar dokununca
şah damarı kabarmış isyandan
yabani bir mor aşılı gülde
üstünde bir ben tebessümün
ve uykuya dalmış bir öfke
ateşsiz bir kül
ve kömür karası ölümler
en başta kendime küsüm insanlık
en başta kendimle kavgalı
kaçıncı kez bu kokuşmuşluğa kusuşum
herkesle sağırım herkesle dilsiz
isyanım kendime
isyanım kendime susuşum
acı gömlek değiştirir bende
acı biçimden biçime
acı renk renk
bir senfoniye dönmüş feryatlar
bu nasıl bir ahenk
ölümün bile tadına varamadan
bu nasıl kırılışı direncin
inlemeler kimi yerde sessiz
yıkılmış duvarlar altında
ihtiyarın çocuğun gencin
soğuk ve mat bakışlarla
AKLANDILAR
Milletin gözünün içine bakıp
Sözüm ona aklandılar yüzsüzce
Ne yapsak ta halkımız bizi seçer
Diyerek çok beklendiler yüzsüzce
Yeniler seçildi eskiden bıkıp
İnsan sandılar yüzlerine bakıp
Eskinin özünden yeniden çıkıp
Eskilere eklendiler yüzsüzce
Öyle bir düzen ki avanta yeyip
Nasılda geldiler sıra bekleyip
Seçmezseniz vebali sizin deyip
Seçmenlere diklendiler yüzsüzce
Suç ararlar konuşulan lehçede
Koca çiftlik gezindiler bahçede
Her iktidar değiştikçe bütçede
Açıklarla denklendiler yüzsüzce
Ne evlatlar doğuruyormuş ana
Dokuzu kendinin biri halkına
Birde kıyak emeklilikten yana
Haklı çıkıp haklandılar yüzsüzce
Teker teker bulundular izlenip
Bile, bile aklandılar sızlanıp
Hırsızlarla hırsız olup gizlenip
Yolsuzlarla saklandılar yüzsüzce
Kucaklayıp okşadılar gelerek
Oy aldılar sinsi sinsi gülerek
Daha çok halkın üstüne bilerek
Yüklendikçe yüklendiler yüzsüzce
Ahmet Canbaba
kalemınız adeta kagıtla tango eslıgınde dans etmıs aydın kaleminize ve yuregınıze saglık saygılarımla
Yaratıcılığına hayranım Helin güzeldi yine güzeldi
Tebrikler.
T
E
B
R
İ
KLER.........
Sarıcı,tekrarlayıcı,anlamlı...doğrusu hoş,tebrikler!
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta